acuıtel 5 mg (20 tablet)

Yazar:   Tarih:   Kategori: Alternatif Tıp 

İlaç Etken Maddesi

Kinapril HCL

ACUITEL 5 MG 20 TABLET, Yerli, Beşeri bir ilaçdır.Reçete İle Verilir.

FORMÜLÜ :

Her bölünebilir film kaplı tablette 5-20-40 mg kinaprile eşdeğer miktarda kinapril hidroklorür ve boyar madde olarak sarı ve kırmızı demir oksit, titanyum dioksit içerir.

ENDİKASYONLARI ( İlacın Kullanıldığı Durumlar, Hastalıklar ) :

Hipertansiyon Kinapril hipertansiyon tedavisinde endikedir. Kinapril, hipertansiyon hastalarında monoterapi şeklinde veya tiyazid diüretikleri ve beta-blokerleri ile birlikte uygulamada etkilidir. Konjestif Kalp Yetersizliği Kinapril bir diüretik ve/veya kardiyak glikosid ile birlikte uygulandığında konjestif kalp yetersizliği tedavisinde etkilidir.

KONTRENDİKASYONLARI ( İlacın Kullanılmaması Gereken Durumlar ) :

Kinapril ve preparatın herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda ve bir anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü ile yapılan önceki bir tedaviyle bağlantılı olarak anjiyoödem geçmişi olan hastalarda kontrendikedir. Diğer ADE inhibitörleri ile çapraz duyarlılığı değerlendirilmemiştir. Gebelik ve Laktasyon Gebelik: Hamilelik kategorisi C (ilk trimester) ve D (ikinci ve üçüncü trimester)’dir. Gebe kadınlara verildiği taktirde, ADE inhibitörleri fetal ve neonatal morbiditeye veya mortaliteye yol açabilirler. Gebelik teşhis edildiği taktirde, ADE inhibitörlerinin kullanımına mümkün olan en kısa sürede son verilmelidir. ADE inhibitörlerinin gebeliğin ikinci ve üçüncü üç aylık dönemlerinde kullanılmasına ilişkin olarak, yenidoğanda hipotansiyon, böbrek yetmezliği, kafatası hipoplazisi ve/veya ölüm raporları bildirilmiştir. Fetüsün böbrek fonksiyonlarında azalma temsil ettiği kabul edilerek oligohidramniyoz da bildirilmiştir; oligohidramniyozun yol açtığı ekstremite kontraktürleri, kraniyofasiyal deformasyonlar, hipoplastik akciğer gelişimi ve rahim içi büyüme gerilikleri de bildirilmiştir. Bu advers etkilerin ilk üç ay ile sınırlı maruz kalmaların sonucu olmadığı görülmekle birlikte, embriyoları ve fetüsleri sadece ilk üç aylık dönemde maruz kalmış anneler de bu şekilde bilgilendirilmelidir. Bununla birlikte, bir kadın ADE inhibitörleri alırken gebe kalacağı taktirde, ilaç mümkün olan en kısa sürede kesilmelidir. Gebeliklerinin ikinci ve üçüncü üç aylı dönemlerinde ADE inhibitörlerine ihtiyaç duyan hastalar, fetüse gelebilecek potansiyel tehlikeler hakkında bilgilendirilmelidir; oligohidramniyozu teşhis etmek üzere sık sık ultrasonografi yapılmalıdır. Ancak, hastalar ve doktorlar, oligohidramniyozun, fetüs geri dönülmez şekilde zarar görmeden önce görülemeyeceğini de bilmelidirler. Oligohidramniyoz gözlendiği taktirde, anne için hayat kurtarıcı olması söz konusu olması haricinde, kinaprilin kullanımına son verilmelidir. ADE inhibitörlerine maruz kalan fetüs/neonat için diğer potansiyel riskler arasında rahim içi büyüme gerilikleri, prematürite ve “patent ductus arteriosus” yer almaktadır; fetal ölüm de bildirilmiştir. Ancak, bu vakaların ADE inhibisyonu ile mi yoksa var olan maternal bir hastalık ile mi ilintili olduğu açık değildir. İlk üç aylık dönemle sınırlı maruz kalmanın fetal sonuçları advers şekilde etkileyip etkilemediği bilinmemektedir. Rahim içinde ADE inhibitörlerine maruz kalan bebekler hipotansiyon, oligüri ve hiperkalemi açısından yakın gözetime tabi tutulmalıdırlar. Oligüri meydana geldiği taktirde, kan basıncı tedariki ve renal perfüzyona dikkat edilmelidir. Laktasyon: Kinapril de dahil olmak üzere, ADE inhibitörleri sınırlı miktarda anne sütüne geçmektedir. Bu yüzden, emziren annelere kinapril verirken dikkatli olunmalıdır.

UYARILAR / ÖNLEMLER :

Anjiyoödem: Anjiyoödem, kinapril alan hastaların %0.1’i de dahil olmak üzere ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda bildirilmiştir. Yüz, dil veya glottiste laringeal stridor veya anjiyoödem görüldüğü taktirde, kinapril tedavisi derhal kesilmelidir; hasta kabul görmüş tıbbi bakım yöntemlerine uygun şekilde tedavi edilmeli ve şişme yok olana dek sıkı gözetim altında tutulmalıdır. Şişmenin yüz ve dudaklarla sınırlı kaldığı durumlarda vaka genel olarak tedaviye gerek kalmadan düzelmektedir; semptomların iyileştirilmesinde antihistaminikler yararlı olabilmektedir. Larinksin de tutulum gösterdiği anjiyoödem durumu ölümcül olabilir. Dil, glottis ve larinkse hava yollarını tıkayacak şekilde müdahale durumunda subkütan adrenalin (epinefrin) çözeltisi 1:1000 (0.3 ila 0.5 ml arası) de dahil olmak fakat bununla sınırlı kalmamak kaydıyla, uygun acil durum tedavisi derhal uygulanmalıdır. ADE inhibitörü tedavisi ile bağlantılı olmayan anjiyoödem geçmişine sahip hastaların anjiyoödem riskleri bir ADE inhibitörü alırken artabilir. Anafilaktoid reaksiyonlar: Desensitizasyon: Himenoptera zehiri ile desensitizasyon tedavisi sırasında ADE inhibitörleri alan hastalar hayatı tehdit edici boyutta anafilaktoid reaksiyonlar geçirmişlerdir. Aynı hastalarda, bu reaksiyonlar ADE inhibitörleri geçici olarak kesildiğinde önlenmiş fakat kazara tekrar kullanım sırasında yeniden ortaya çıkmışlardır. LDL aferezi: Dekstran-sülfat absorpsiyonlu düşük yoğunluklu lipoprotein aferezi uygulanan hastalarda, bir ADE inhibitörü ile birlikte tedavi uygulanması sırasında anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Hemodiyaliz: Klinik kanıtlar, belirli yüksek geçirgenlikli membranlar (poliakrilonitril membranlar) kullanılarak hemodiyaliz uygulanan hastaların ADE inhibitörü tedavisiyle birlikte anafilaktoid reaksiyonlar geçirme olasılıklarının bulunduğunu göstermiştir. Gerek alternatif antihipertansif ilaçların kullanımı gerekse hemodiyaliz için alternatif membranların kullanımı ile bu kombinasyondan kaçınılmalıdır. Hipotansiyon: Semptomatik hipotansiyon kinapril ile tedavi edilen komplike olmayan hipertansif hastalarda nadiren görülmekle birlikte, tuzsuz rejim uygulayan veya diyaliz uygulanmakta olan, diüretiklerle tedavi edilmiş olan hastalar gibi tuz/hacim kaybı olan hastalarda ADE inhibisyon tedavisinin olası bir sonucu olarak meydana gelebilir. Bir diüretik almakta olan hastalara kinapril başlandığında semptomatik hipotansiyon görülebilir. Diüretik alan hastalarda, kinaprile başlanmadan iki veya üç gün önce mümkünse diüretiğin kesilmesi önem taşımaktadır. Kan basıncı sadece kinapril ile kontrol edilemiyorsa, diüretik tedavisine devam edilmelidir. Diüretik tedavisini kesmek mümkün değilse, kinaprile düşük bir doz ile başlanmalıdır. (Bkz. İlaç Etkileşimleri ve Diğer Etkileşimler) Aşırı hipotansiyon riski olan konjestif kalp yetersizliği bulunan hastalarda kinapril tedavisi yakın tıbbi gözetim altında tavsiye edilen dozda başlatılmalıdır; bu hastalar tedavinin ilk iki haftası boyunca ve kinapril dozu artırıldığında izlenmelidir. Semptomatik hipotansiyon meydana geldiği taktirde, hasta sırt üstü yatırılmalı ve gerekirse, intravenöz yoldan normal salin verilmelidir. Geçici bir hipotansif yanıt dozun artırılması için herhangi bir kontrendikasyon teşkil etmemektedir; ancak, bu olay gerçekleştiği taktirde kinapril veya birlikte alınan herhangi bir diüretik tedavisinin dozunun azaltılması düşünülmelidir. Nötropeni/Agranülositoz: ADE inhibitörleri komplike olmayan hipertansiyon hastalarında nadiren agranülositoz veya kemik iliği depresyonuna yol açmıştır ancak özellikle kollajen vasküler hastalığı olan böbrek yetmezliği hastalarında bu hastalıklara daha sık yol açmaktadır. Kinapril tedavisi sırasında agranülositoz nadiren bildirilmiştir. Diğer ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, kollajen vasküler hastalığı ve/veya böbrek hastalığı olan hastalarda akyuvar sayısı değerlendirilmelidir. Fetal/Neonatal Morbidite ve Mortalite: Bkz. Gebelik ve Laktasyon Böbrek Yetmezliği: Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini inhibe etmenin bir sonucu olarak, duyarlı hastalarda böbrek işlevlerinde değişiklikler meydana gelmesi beklenebilir. Şiddetli kalp rahatsızlığı olan ve böbrek fonksiyonları renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine dayanan hastalarda, kinapril de dahil olmak üzere ADE inhibitörleri ile tedavi oligüri ve/veya ilerleyen azotemi ve nadiren de akut böbrek yetmezliği ve/veya ölüme yol açabilir. Kinaprilin yarı ömrü kreatinin klirensi azaldıkça uzar. Kreatinin klirensleri <60 ml/dak olan hastalar daha düşük kinapril başlangıç dozuna ihtiyaç duyar (Bkz. Kullanım Şekli ve Dozu). Bu hastalarda doz terapötik yanıta bağlı olarak yukarı doğru titre edilmeli ve ilk çalışmalar kinaprilin böbrek fonksiyonlarındaki bozulmayı daha da ileri götürdüğüne işaret etmese de renal fonksiyonlar yakından takip edilmelidir. Önceden var olan görünen renal vasküler hastalığı bulunmayan bazı hipertansiyon veya kalp yetersizliği hastaları, özellikle kinapril bir diüretik ile birlikte verildiğinde, kan üre nitrojeninde ve serum kreatininde, genelde küçük ve geçici olmak üzere, artışlar geliştirmişlerdir. Önceden böbrek yetmezliği olan hastalarda bu durumun gerçekleşme olasılığı daha fazladır. Doz azaltımı ve/veya diüretiğin ve/veya kinaprilin kesilmesi gerekebilir. Unilateral veya bilateral renal arter stenozu olan hastalarda yapılan klinik çalışmalarda, ADE inhibitörü tedavisi sonrası bazı hastalarda kan üre nitrojeninde ve serum kreatininde artışlar gözlenmiştir. Bu artışlar neredeyse her zaman ADE inhibitörü ve/veya diüretik tedavisinin kesilmesiyle geri döndürülebilmiştir. Söz konusu hastalarda renal fonksiyonlar tedavinin ilk birkaç haftası boyunca izlenmelidir. Karaciğer Yetmezliği: Kinapril bir diüretikle birlikte kullanıldığında, sıvı ve elektrolit dengesindeki küçük değişiklikler hepatik komaya yol açabileceğinden karaciğer yetmezliği veya ilerleyen karaciğer hastalığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Kinaprilin kinaprilata metabolizması normalde hepatik esteraza bağlıdır. Kinaprilin deesterifikasyonunda zayıflama meydana geleceğinden alkolik siroz hastalarında kinaprilat konsantrasyonları azalma gösterir. Hiperkalemi ve Potasyum Tutucu Diüretikler: Diğer ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, sadece kinapril tedavisi gören hastaların serum potasyum seviyeleri yükselebilir. Birlikte uygulandığında, kinapril tiyazid diüretikleri kullanımı sonucu meydana gelen hipokalemiyi azaltabilir. Kinapril, potasyum tutucu diüretikler ile birlikte tedavi olarak incelenmemiştir. Serum potasyumundaki yükselmelerin daha da artması riski nedeniyle, potasyum tutucu diüretikler ile yapılacak kombinasyon tedavisinin ihtiyatla başlatılması ve hastanın serum potasyum seviyelerinin yakından takip edilmesi tavsiye edilir (yukarıdaki Hipotansiyon başlığına ve İlaç Etkileşimleri ve Diğer Etkileşimler bölümüne bakınız). Hipoglisemi ve Diyabet: ADE inhibitörleri insülin veya oral hipoglisemik ajan alan diyabet hastalarında hipoglisemiye yol açmıştır; diyabet hastalarının daha yakından izlenmesi gerekebilir. Öksürük: Kinapril de dahil olmak üzere ADE inhibitörlerinin kullanımında öksürük bildirilmiştir. Karakteristik olarak, öksürük üretken değildir, süreklidir ve tedavinin kesilmesiyle birlikte geçmektedir. ADE inhibitörünün neden olduğu öksürük, öksürüğün diferansiyel teşhisinin bir parçası olarak düşünülmelidir. Cerrahi/Anestezi: ADE inhibitörleri telafi edici renin salgılanmasından sonraki anjiyotensin II oluşumunu bloke ettikleri için hastalara büyük cerrahi veya anestezi uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Bu durum, hacim artışı ile düzeltilebilecek olan hipotansiyona yol açabilir. Hastalar için Bilgiler Gebelik:Gebe kalma yaşındaki kadın hastalar ikinci ve üçüncü üç aylık dönemlerde ADE inhibitörlerine maruz kalmanın sonuçları hakkında bilgilendirilmelidir. Bu hastalardan gebeliklerini en kısa zamanda doktorlarına bildirmeleri istenmelidir. Anjiyoödem: Laringeal ödem de dahil olmak üzere anjiyoödem özellikle kinaprilin ilk dozu sonrasında meydana gelebilir. Hastalara, anjiyoödem habercisi herhangi bir işaret veya semptom (yüzde, ekstremitelerde, gözlerde, dudaklarda, dilde şişme; yutkunma veya nefes alma güçlüğü) meydana geldiğinde kinapril uygulamasına derhal son vermeleri ve doktorlarına danışmaları tavsiye edilmelidir. Hipotansiyon: Hastalar kinapril tedavisinin özellikle ilk birkaç gününde meydana gelen baş dönmesini bildirmeleri konusunda uyarılmalıdırlar. Bütün hastalar, sıvı hacminde azalma meydana geleceği için yetersiz sıvı alımı, aşırı terleme veya dehidrasyonun kan basıncında aşırı bir düşmeye neden olabileceği konusunda uyarılmalıdır. Kusma veya ishal gibi diğer hacim azaltıcı olaylar da kan basıncında düşmeye neden olabilir; hastalara doktorlarına danışmaları tavsiye edilmelidir. Hiperkalemi: Hastalara doktorlarına danışmadan potasyum katkıları veya potasyum içeren tuz yerine geçen maddeler kullanmamaları söylenmelidir. Nötropeni: Nötropeni işareti olabileceğinden, hastalara herhangi bir enfeksiyon endikasyonunu (örn, boğaz ağrısı, ateş) derhal bildirmeleri söylenmelidir. Cerrahi/Anestezi: Cerrahi ve/veya anestezi uygulanması planlanan hastalar doktorlarına ADE inhibitörü kullandıklarını bildirmeleri konusunda uyarılmalıdırlar. NOT: Diğer birçok ilaçta olduğu gibi, kinapril ile tedavi gören hastalara belirli tavsiyelerde mutlaka bulunulmalıdır. Bu bilgilerin verilme amacı bu ilacın güvenli ve etkili şekilde kullanılmasına yardımcı olmaktır. Olası tüm advers veya amaçlanan etkilerin bir ifadesi değildir. Araç ve Makine Kullanma Üzerindeki Etkileri Makine veya motorlu araç kullanma yetileri, özellikle kinapril tedavisinin başlangıcında zarar görebilir.

YAN ETKİLER / ADVERS ETKİLER :

Advers etkiler genelde hafif ve geçici olmuştur. Kontrollü çalışmalarda en sık rastlanan klinik advers reaksiyonlar baş ağrısı (%7.2), baş dönmesi (%5.5), öksürük (%3.9), bitkinlik (%3.5), rinit (%3.2), bulantı ve/veya kusma (%2.8) ve miyaljidir (%2.2). Karakteristik olarak, öksürüğün kuru ve sürekli olduğu ve tedavinin kesilmesiyle sona erdiği unutulmamalıdır. Kontrollü klinik çalışmalarda, kinapril ile tedavi edilen hasta grubunda yan etkilere bağlı tedaviyi bırakma oranı %5.3 olmuştur. Kontrollü veya kontrolsüz çalışmalarda kinapril (diüretik ile birlikte veya değil) ile tedavi gören hastaların %0.5'i ila 1.25 katı) sadece kinapril ile tedavi edilen hastaların sırasıyla %2’si ve %2’sinde gözlenmiştir. Artışların, birlikte diüretik tedavisi alan hastalarda meydana gelme olasılığı, sadece kinapril alan hastalardakine kıyasla daha yüksektir. Bu artışlar çoğunlukla tedavi sırasında geri dönmektedir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

İLAÇ ETKİLEŞMELERİ VE DİĞER ETKİLEŞİMLER :

Tetrasiklin ve magnezyumla etkileşen diğer ilaçlar: Tetrasiklinin kinapril ile birlikte uygulanması, tetrasiklin absorpsiyonunu %28 ila %37 oranında azaltmıştır. Absorpsiyondaki bu düşmenin nedeni kinapril formülü içinde bir eksipiyan olarak yer alan magnezyum karbonatın bulunmasıdır. Kinapril ve tetrasiklin birlikte reçete edildiğinde bu etkileşim göz önünde bulundurulmalıdır. Lityum: Lityum ve ADE inhibitör tedavisini birlikte alan hastalarda, bu maddelerin sodyum kaybedici etkisi olması nedeniyle serum lityum seviyelerinde artış ve lityum toksisitesi semptomları bildirilmiştir. Bu ilaçlar birlikte alınırken dikkatli olunmalıdır ve ayrıca serum lityum seviyelerinin sık sık kontrol edilmesi önerilir. Aynı zamanda bir diüretik de kullanılıyorsa, bu da lityum toksisitesi riskini artırabilir. Diğer Ajanlar: Kinapril propranolol, hidroklorotiyazid, digoksin veya simetidin ile birlikte uygulandığında, klinik açıdan önemli herhangi bir farmakokinetik etkileşim meydana gelmemiştir. Tek doz varfarinin antikoagülan etkisi (protrombin süresi ile ölçülen), günde iki defa birlikte alınan kinaprille önemli bir değişikliğe uğramamıştır. Atorvastatinin birden fazla 10 mg’lık dozlarının 80 mg kinapril ile birlikte verilmesi atorvastatinin kararlı durum farmakokinetik parametrelerinde önemli bir değişikliğe yol açmamıştır. Birlikte Diüretik Tedavisi: Diğer ADE inhibitörlerinde de olduğu gibi, diüretik alan, özellikle de diüretik tedavisine yakın zamanda başlamış olan hastalar, kinapril ile tedaviye başlandıktan sonra kan basıncında zaman zaman aşırı bir düşme yaşayabilirler. Kinaprilin ilk dozu sonrasındaki hipotansif etkiler, tedaviye başlamadan birkaç gün önce diüretik tedavisini kesmekle en aza indirilebilir. Diüretiğe son vermek mümkün değilse, kinaprilin başlangıç dozu azaltılmalıdır. Bir diüretiğe devam edilen hastalarda, kinaprilin ilk dozu sonrasındaki iki saat boyunca tıbbi gözetim sağlanmalıdır (Bkz. Uyarılar/Önlemler ve Kullanım Şekli ve Dozu). Serum Potasyumu Artıran Maddeler: Kinapril, aldosteron seviyelerini düşürebilen bir ADE inhibitörü olup, bu da sonuçta potasyum tutulmasına neden olabilir. Bu yüzden, kinaprilin potasyum tutucu diüretikler (örneğin: spironolakton, triamteren veya amilorid), potasyum katkıları veya potasyum içeren tuz yerine geçen maddeler ile birlikte tedavisi uygulanırken dikkatli olunmalı ve serum potasyumu uygun şekilde gözlenmelidir. (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

DOZU VE KULLANIM ŞEKLİ :

Hipertansiyon: Monoterapi: Kinaprilin diüretik almayan hastalarda tavsiye edilen başlangıç dozu günde bir defa 10 veya 20 mg’dır. Klinik yanıta göre, dozaj genelde tek bir doz olarak verilen veya iki doza bölünerek de verilebilecek olan 20 veya 40 mg/gün’e titre edilebilir (dozu iki katına çıkararak). Genel olarak, doz ayarlamaları dört haftalık zaman aralıklarıyla yapılmalıdır. Günde tek doz rejimiyle hastaların çoğunda uzun süreli kontrol sağlanmaktadır. Hastaların 80 mg/gün kinapril dozlarına kadar tedavi edildikleri olmuştur. Birlikte Kullanılan Diüretikler: Bir diüretikle tedaviye devam etmek zorunda olan hastalarda kinaprilin başlangıç dozajı, daha sonrasında optimal yanıt alana dek titre edilmek (yukarıda anlatıldığı gibi) kaydıyla 5 mg’dır. (Bkz. İlaç Etkileşimleri ve Diğer Etkileşimler) Konjestif Kalp Yetersizliği: Kinapril diüretikler ve/veya kardiyak glikosidler ile tedavide ek olarak endikedir. Konjestif kalp yetersizliği bulunan hastalarda tavsiye edilen başlangıç dozu günde bir veya iki defa alınacak 5 mg’dır ancak hasta bunun sonrasında semptomatik hipotansiyon açısından yakından izlenmelidir. Kinaprilin başlangıç dozu iyi tolere edildiği taktirde, hastanın birlikte aldığı tedavi ile beraber kinapril dozu, iki eşit parçaya bölünmüş dozlar halinde günde 10 ila 40 mg’lık etkili bir doza kadar titre edilebilir. Böbrek Yetmezliğinde Kullanım: Bkz. Uyarılar/Önlemler. Kinetik veriler kinapril eliminasyonunun renal fonksiyon seviyesine bağlı olduğunu göstermektedir. Kinaprilin tavsiye edilen başlangıç dozu kreatinin klirensi 30 ml/dak’ın üzerinde olan hastalarda 5 mg, kreatinin klirensi 30 ml/dak’ın altında olan hastalarda ise 2.5 mg’dır. Başlangıç dozu iyi tolere edildiği taktirde kinapril ertesi gün günde iki defa verilebilir. Aşırı hipotansiyonun veya renal fonksiyonda önemli derecede bir bozulma olmadığı durumlarda doz, klinik ve hemodinamik yanıta bağlı olarak haftalık zaman aralıklarıyla artırılabilir. Böbrek yetmezliği bulunan hastalardan elde edilen klinik ve farmakokinetik verilere dayanan tavsiye edilen başlangıç dozları şöyledir: Kreatinin Klirensi (mL/dak) >60 ise Tavsiye Edilen Maksimum Başlangıç Dozu 10 mg Kreatinin Klirensi (mL/dak) 30-60 ise Tavsiye Edilen Maksimum Başlangıç Dozu 5 mg Kreatinin Klirensi (mL/dak) 10-30 ise Tavsiye Edilen Maksimum Başlangıç Dozu 2.5 mg Kreatinin Klirensi (mL/dak) <10 ise Tavsiye Edilen Maksimum Başlangıç Dozu Bu hastalara spesifik doz önerilerinde bulunmak için şu anda yeterli deneyim mevcut değildir. Yaşlılarda Kullanım: Tek başına yaş, kinaprilin etkinliğini veya güvenilirliğini etkiler gibi görünmemektedir. Bu yüzden, kinaprilin yaşlı hastalarda tavsiye edilen başlangıç dozu günde bir defa verilecek 10 mg olup bu doz daha sonrasında optimal yanıtı alana dek titre edilebilir. Çocuklarda Kullanım: Kinaprilin pediyatrik hastalardaki etkinlik ve güvenilirliği henüz belirlenmemiştir. Doz Aşımı Kinapril ile meydana gelen doz aşımının tedavisi hakkında herhangi bir spesifik bilgi mevcut değildir. En olası klinik belirtiler, normalde intravenöz hacim artışı ile tedavi edilebilecek şiddetli hipotansiyon nedenli semptomlardır. Tedavi, tıbbi bakım tesisi ile sürekli olmak üzere semptomatik ve destekleyicidir.Hemodiyalizin ve peritoneal diyalizin kinapril ve kinaprilatın yok edilmesi üzerindeki etkisi küçüktür.

PİYASADAKİ DİĞER MEVCUT ŞEKİLLERİ

ACUITEL 40 mG 28 film tablet

ACUITEL 20 mg 20 film tablet

acuıtel 5 mg (20 tablet) adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.