Kanser ve kalp-damar hastalıklarının temelinde reaktif oksijen radikallerinin uzun süreli etkilerinin rol oynadığı artık iyi bilinmektedir. Antioksidan olarak adlandırdığımız diğer bazı fonksiyonel yapılar ise, serbest oksijen radikallerinin etkilerini azaltarak söz edilen hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır. Serbest oksijen radikallerinin hücre içindeki etkilerini durduran antioksidanlar, hücrenin yaşlanmasını, bozulmasını ve hatta ölmesini önler.Meyve ve sebzelere sarı, turuncu ve kırmızımsı bir renk veren laykopen çok güçlü bir antioksidandır. Bu renk koduna sahip ürünlerin başında domates, portakal, greyfurt ve karpuz gelmektedir. Bir yaz sebzesi olan domates ile bir kış meyvesi olan portakal, laykopenin en bol bulunduğu ürünlerdir.
Yazın vazgeçilmez bir sebzesi olan domates, içerdiği A ve C vitaminleri ve tuzlar sayesinde vücudumuzun yaz dönemine ait kayıplarını da karşılar. Bu mükemmel ürünün içeriğindeki bol laykopen onu adeta sihirli hale getirmektedir. Hafif pişirme ve zeytinyağıyla tüketme domatesteki laykopenin etkisini pekiştirir. Salça, domates suyu ve soslarında da laykopen vardır. Ancak kuvvetli ateşte pişirme veya oda ısısında uzun süreyle bekletme laykopeni ve etkinliğini azaltır.
Kışın portakal yemek de tıpkı domates gibi çok yararlıdır. İçerdiği C vitamini, laykopen, tuzlar ve folik asit ile bizi güzelleştirir, dinçleştirir ve hastalıklardan korur. Turunçgillerin hepsi kolesterolü düşürücü etkiye sahiptir.
Domates ve portakalı bol tüketmeliyiz. Özellikle çocuklara sevdirmeli, her gün düzenli tüketmelerini sağlamalıyız. Domates ve portakalın ürün çeşitliliğini artırmalıyız. Sağlıklı olmak ve sözünü ettiğimiz hastalıklardan korunmak üzere yazın her gün en az bir domates, kışın her gün en az bir portakal tüketme alışkanlığı kazanmalıyız.
