Sezaryen Ameliyati Sonrasi

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Sezaryen Ameliyatı Sonrası

Artık ameliyatı adattınız; ilk kez şöyle bir derin nefes ala­bilirsiniz. Başardınız: Çocuğunuz doğdu. Şu anda herhal­de uyuyor, ya da belki çocuk doktorunun yanında muaye­ne ediliyor. Sizse yeniden düzleşmiş ve üstüne kocaman bir plaster yapıştırılmış olan karnınıza şaşkınlıkla bakıyor­sunuz. Kısmi narkozun etkisi henüz sürdüğü için, bu evrede pek ağrı olmaz. Ayrıca kolunuzdaki kanül hâlâ yerinde duruyor; buna bağlı damlalıktı infüzyondan size sıvı veriliyor.

Öyle ya da böyle, müdahaleden sonraki ilk saatleri ya­şayacaksınız. Birçok klinikte ameliyatın ardından hasta kı­sa süreliğine bir uyanma koğuşunda ya da ayılma odasında kalır. Böylece atmosfer tekrar değişir. Çoğunlukla burada ameliyat sırasındaki doktorlar değil, başkaları yetkilidir. Cerrahınız büyük olasılıkla birkaç saat sonra vizite için uğ­rayacaktır. Ebeniz de herhalde sık sık yanınıza gelip size manen ve maddeten yardımcı olacaktır.

Müdahale sonrası bakım

Ayılma odası ya da uyanma koğuşu, ameliyat salonuyla normal koğuş arasındaki ara bölümdür. Burada hastaların müdahaleden sonraki bakımı yapılır. Ameliyat sırasında zaten yapılmış olan düzenli dolaşım kontrolü burada da aralıksız sürdürülmelidir. Hastalar özel eğitim almış personelin gözetimi altındadırlar, ayrıca ameliyat sonrası ağrı te­davisi de burada çok daha kolay uygulanır.

Sezaryen ameliyatından sonra, en azından ilk saatlerde —siz hiç farkında olmasanız da—yoğun gözlem altında bulunursunuz. En küçük değişiklikler bile hemen fark edi­lir ve uygun bir şekilde müdahale edilir. Böylelikle, ameli yat sonrasında olabilecek kanamalar ya da dolaşım prob­lemleri hızla teşhis edilip giderilebilir. Ayrıca, kanamanın şiddeti ve karından elle yoklama yoluyla rahmin büzüşme­si sık sık kontrol edilir.

Sezaryen ameliyatından sonra vajinal bir kanama olma­sı normaldir. Ama, vajinal doğumdan sonraki kanamadan ya da şiddetli bir aybaşı kanamasından daha şiddetli olma­malıdır. Yara sargısından birkaç damla kan sızması da mümkündür. Bunda da telaşlanacak bir şey yoktur. Küçük kanamalar olağandır, çünkü ameliyat sonrasında kılcal da­marlar henüz tam olarak kapanmamıştır. Bazen öksürme ya da hapşırma gibi ani hareketler de artık pıhtılaşıp kabuk bağlamış bölgelerde çok küçük açılmalara neden olabilir. Bunların hepsi çok normaldir. Bu konularda bilgili olursa­nız böyle durumlarda dehşete kapılmazsınız.

Ameliyat sonrasında yiyip içme

Bütün karın ameliyatlarından sonra—sezaryen de bunlar­dan biridir—belli bir süre için katı yiyeceklerden uzak dur­mak gerekir. Bunun nedeni, sindirim aygıtının gerek mü­dahalenin kendisi, gerekse de narkozun etkisiyle tahriş ol­muş olmasıdır. Bu kaçınılmaz bir şeydir. Bağırsakların böyle bir müdahaleden sonra tekrar besinleri iletip meta­bolizmayı işletecek hale gelebilmesi belli bir süre gerekti­rir. Bu durumdayken fazla erken bir şeyler yiyecek olursa­nız, midede ve bağırsakların üst kısmında kimüs birikebi­lir (kimüs = midedeki yarı sindirilmiş besinler -ç.n.). Bu­nun sonucu ise mide bulantısı ve kusma, bazen de tehlike­li bir kabızlıktır.

İçmeye bazen izin verilebilir

Kısacası, sezaryen sonrasında hiçbir şey yememelisiniz. Ama, çok küçük miktarlarda olmak kaydıyla, bir şeyler içmeye—narkoz doktorunun bilgisi dahilinde—çoğunlukla ses çıkarılmaz. Vücuda koldaki toplardamara takılan kanül üzerinden yeterince sıvı verilmesine karşın, ağız mukozasında kuruluk ve dolayısıyla çok şiddedi bir susuzluk hissi çok sık rastlanan bir şeydir. Birçok klinikte, çok rahatsız
edici bu semptom için özel olarak üretilmiş ve gliserin-limon eriyiği içitilmiş pamuk çubukları bulundurulur. Bu çubukları horoz şekeri gibi emerek susuzluk hissini en azından başlangıçta biraz azaltabilirsiniz. Bazen ağzı suyla çalkalamak da kısa bir süre için yardımcı olur.

Loğusa depresyonu

Ameliyattan sonraki ikinci ya da üçüncü günde—normal doğumlardan sonra da—üzerinize bir bitkinlik hali gelebi­lir. Bu çoğunlukla bedensel değil, ruhsal nedenlere bağlı-dır. İlk iki günde duyulan coşku azalır, belirgin bir yorgunluk hissedilir ve “Beceremiyorum” duygusuyla birlikte bir hüzün çöker.
“Loğusa depresyonu” ve hormonal değişim

Gebelik sırasında vücuda çok farklı hormonal koşullar egemen olur. Vücudunuzun bu değişen duruma alış­ması için dokuz ayı vardır. Ama sonunda vücut aşırı hormon yüküne uyum sağladığında, gebelik de zaten sonuna yaklaşmıştır ve çocuk doğar. Gebelik sırasında östrojen üretimini plasenta üstlenmiştir. Gebeliğin so­nunda östrojen miktarı normaldekinin aşağı yukarı yüz katıdır. Doğumdan sonra plasenta da dışarı atılır (o ne­denle de halk dilindeki adı: son) ya da sezaryen yapılmışsa çıkarılır, böylece bu hormon üreticisi, kadının vücudunu sonunda kesin olarak terk eder. Bunun so­nucunda da östrojen miktarı hızla düşer.

Progesteron miktarı da şiddetli bir düşüşe uğrar. Progesteron, özellikle de gebeliğin sonunda gebenin aktivitesinin biraz kısıtlanmasını sağlar. Dolayısıyla, doğumdan sonra çiçeği burnunda annenin tüm yorgunlu­ğuna karşın bir türlü uyuyaması sık sık rastlanan bir şey­dir. Loğusa depresyonu genellikle doğumdan sonra üçüncü ila onuncu günler arasında olur. Duygusal değişimler çoğunlukla ani ağlama krizleri şeklinde kendini gösterir. Neyse ki, birçok klinikte anneyle çocuk için aynı odada kalma olanağının sağlanmasından beri, lo­ğusa depresyonu vakalarında belirgin bir gerileme ol-muştur. Doğumdan sonraki ani hormonal değişim ve gelecekteki görevlerin ağırlığı yeni anneyi çoğunlukla derin bir boşluğa düşürür. Bırakın göz yaşlarınız özgürce aksın, ardından kendinizi daha iyi hissedersiniz.

Loğusa depresyonu da çok normal bir şeydir ve çevre­nizdeki anlayışlı kişiler tarafından hiç kuşkusuz hızla teşhis edilip savuşturulacaktır. Siz ve eşiniz için önemli olan, bu duygunun çok normal olduğunu ve bu duruma karşı ken­dinizi savunamayacağınızı bilmektir. Dahası, doğumdan sonraki üçüncü günde çocuğun kilosunun en düşük seviyeye inmiş olması da fazladan sinir bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca: Doğumdan sonra böyle bir ruhsal çöküş her kadında olan bir şey değildir!

Çocuk doğumdan sonra neden kilo kaybeder?

Yeni doğan çocukların hemen hemen hepsi doğumdan sonra biraz kilo kaybederler. Bunun bir nedeni emzirme ya da mamayla çocuğun henüz düşük miktarda sıvı alıyor olmasıdır; diğer yandan da yeni doğanın bağırsak faaliyeti henüz yetersizdir. Verilen besinler doğumdan hemen son­ra henüz doğru dürüst sindirilemez. Çocuğu doğru dürüst besleyememe duygusu psikolojik baskıyı ağırlaştırır. Böyle bir anda, şimdiye kadar neleri başardığınızın bilincine varın. Ne kadar iyileştiğinizin farkında olun, o kadar ki koridoru geçmek artık size çok kolay geliyor. Gerçi gülerken karnınız hâlâ acıyor ama her defa­sında da değil. Hiç kuşku yok, artık her şey yoluna giriyor.

Sezaryen Ameliyati Sonrasi adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.