Araştırmalara göre çalışmanızda etkili olan bir kaç tane etken var |
Bir çok insan ailesi ile geçirdiği yada eğlenceye ayırdığı zamandan daha fazla iş yerinde çalışarak geçirir. “İş” sadece para kazanılan bir görev demek değildir. Öğrenciler derslerine çalışırken ve ev hanımları ev işleri ile uğraşırken çoğu kez para kazanan kişilerden çok daha fazla çalışırlar. Sanatçılar, şairler ve artistler çok az para kazansalar bile çalışmaya devam ederler. Bütün bu insanları yaptıkları işe devam etmelerine yol açan nedir peki? Elbetteki çok açık: Başlarını sokacak bir yer ve yiyecek bulabilmek. Fakat hayatta kalma ihtiyacı bazı insanların neden işlerini mükemmel yapmak için uğraştıklarını ve diğerlerinin neden sadece işi gerektiği kadar yaptıklarını açıklamıyor.
Araştırmalara göre çalışmanızda etkili olan bir kaç tane etken var:
Beklentiler ve Değerler Ne kadar çok çalıştığınız belli bir oranda ne başarmayı beklediğinize bağlıdır. Eğer başarılı olacağınıza inanıyorsanız, hedefinize ulaşmak için çok daha fazla çalışırsınız. Eğer inanmıyorsanız nisbeten daha az enerji harcarsınız. Bilinen bir bilimsel deneyde beklentilerin başarıyı nasıl etkilediği ortaya konulmuş. Feather 1966 yılında genç kadınlardan oluşan deney grubuna çözmeleri için 15 er tane harflerin yerini değiştirerek kelime bulma oyunu verilir. Deneklerden her bulmacayı çözmeden önce başarı ihtimallerinin ne kadar olduğunu belirtmeleri istenir. Deneklerin yarısı kolay kelimeler ile başlarken diğer yarısı çözülmesi zor yada imkansız olanlar ile başlarlar. Tahmin edileceği gibi kolay kelimeler ile başlayanlar daha sonra zor kelimelere geldiklerinde başarı ihtimallerini yüksek görürken, zor yada imkansız kelimeler ile başlayanlar 15 bulmaca içinde hiç bir kelimenin çözülemeyeceğine karar verir. Bu deneyden de görüleceği gibi bütün kadınlara aynı kelimeler verilmiş olmasına rağmen beklentileri bulmacaları çözüp çözemeyeceklerinde büyük bir etken oluşturdu. Beklentileri ne kadar yüksek ise o kadar çok kelime çözmeyi başardılar. Araştırmalar beklentilerin kendi kendini doğrulayan bir yapıları olduğunu gösteriyor. Buna göre kişi önceden ne kadar başarılı olacağını düşünüyor ve sonra bu beklentiyi doğrulamak için o şekilde davranıyor. Eğer derslerde çok iyi olacağını düşünüyorsa öğrenci çok çalışıyor, ve sonra gerçekten başarılı oluyor. Eğer başarısız olacağını düşünüyor ise fazla çalışmaya gerek duymuyor ve doğal olarak başarısız oluyor. Her halükarda kişi beklentilerini gerçekleştirecek şekilde hareket ediyor. Diğer taraftan ne kadar çok çalıştığınız, söz konusu işi yada başarıyı ne kadar istediğinize de bağlıdır, yani kişisel değerlerinize. Bir işe, insana yada olaya verdiğiniz değer sizi motive eden en önemli inancınızdır, öyle ki kişinin gerçek hedeflerini ve ideallerini gösterir, örneğin güzellik, eşitlik, arkadaşlık, ünlü olmak, bilge olmak ve benzeri konularda ki inançları gibi. Hedefler ve Arzular İş motivasyonu konusunda bilinen en önemli bulgu, bireylerin hedeflerinin olmasının büyük bir etken olduğudur. Fakat herhangi bir hedef değil. Araştırmalar gösteriyor ki hedeflerin performansı arttırması için 3 önemli şartın gerçekleşmesi gerekiyor:
Peki neden bazı insanlar işler zora girdiği zaman vazgeçerken, diğerleri başarılı olmak için daha fazla çalışmaya başlarlar. Niye bazı insanlar çaresizlik içinde bir işi çözmeye çalışıp zamanla vazgeçerken diğerleri sorunu öğrenip tekrar aynı hatayı yapmamak için daha çok çaba sarfetmeye başlar? Bu iki alternatif ile ilgili bilmeniz gereken en önemli gerçek her iki davranışın yetenek ile bir ilgisi olmalıdığıdır. İnsanlar kendilerini zorlayan bir problem ile karşılaştıklarında yetenek ve ihtiras tek başına kişinin vazgeçip vazgeçmeyeceğini göstermez. Kişilerin zorlukları aşıp aşamayacaklarını belirleyen faktör daha çok kendilerine koydukları hedefe ve bu hedefi aşıp aşamayacaklarına olan inancına bağlıdır. Araştırmalar gösteriyor ki eğer kişi “ performans hedefi ”ile hareket ediyor ise çoğunlukla başkalarının düşüncelerine göre hareket ediyor demektir. Bu kişiler genellikle işi ne kadar iyi yaptıkları ile başarıyı ölçerler, başkalarının kendilerini ne kadar başarılı gördüğüne dikkat ederler ve dışardan gelecek eleştirilerinden kaçınmaya çalışırlar. Sonuç olarak kişi bir işi başaramadığı zaman suçun kendilerinde olduğuna karar verip çaba sarfetmeyi bırakıyorlar. Çünkü bu kişinin hedefi yeteneklerini ortaya koymaktır. Buna karşılık diğer grup “Öğrenmek ve kendini geliştirmek hedefi” ile hareket ederler ve daha çok yeteneklerini arttırmak amacı ile hareket ederler. Dolayısıyla bu kişiler başarısızlığı kendilerini geliştirebilmek için faydalı bir bilgi olarak görürler. Başarısızlık ve eleştiriler umutsuzluğa düşmelerine yol açmaz çünkü öğrenmek için zaman gerektiğini ve hata yapmanın doğal olduğunu bilirler. Uzmanlık ve Kendine Güven İnsanlar hedeflerini başardıkları zaman, kendilerini yetkili olarak görürler, konu üzerinde uzmanlaştıklarını hissederler ve bu duygu motivasyon için gerekli olan bir diğer önemli duygudur. Araştırmacılar uzmanlaşmanın kendine güven duygusu (başladığınız işi bitirebileceğinize ve başarabileceğinize olan inanç) sonucunda geliştiğini iddia ediyorlar. Uzmanlar kendine güven duygusunu kazanmak için 4 önemli şart olduğunu söylüyorlar:
Kuzey Amerika, Avrupa ve Rusya’da yapılan bilimsel araştırmalar kendine güven duygusunun bir insanın hayatında ki bütün alanlarda etkili olduğunu ortaya koymuştur: Bir işi ne kadar başarı ile yapacakları, hedeflerini istikrarlı bir şekilde ne kadar ulaşmaya çalışacakları, ne tür kariyer tercihleri yapacakları, problem çözme yetenekleri, politik ve sosyal problemlere karşı ne kadar ilgili olacakları, sağlık ile ilgili alışkanlıkları ve hatta kalp krizinden iyileşip iyileşmeyecekleri bile kendilerine güven duyup duymamaları ile çok yakından ilgili. Başarı ve Güç kazanma ihtiyacı 1950’lerin başlarında David McClelland ve ekibi bazı insanların tıpkı yemek yemelerine yol açan açlık duygusu gibi bir ihtiyacın başarılı olmak için çalışmaya yol açtığını iddia etmiştir. Bu kişiler genelde kendilerine yüksek hedefler belirlerler, kendi işlerini kurarlar ve sadece arkadaşça yaklaşan kişiler yerine başarılı olmalarını sağlayacak insanlar ile çalışmaya özen gösterirler. Testler ayrıca bazı insanların güç kazanma ihtiyacında olduğunu göstermiştir. Bu kişiler genelde başkaları üzerinde dominant olmak ve insanları etkilemek için çaba sarfederler. Karizmatik, yaratıcı, agresif yada manipulative olarak insanlar üzerinde etkili olmaya çalışırlar. Prestij ve isim kazanmak için çabalarlar, önemli kariyerler seçerler ve politikaya atılırlar. Aşağıda kendi motivasyonunuzu ölçebilmeniz için küçük bir test verilmiştir. 17 kavram listelenmiştir. Lütfen sizin için önemlerine göre 1’den 17’e kadar sıraya koyun. Mümkün olduğunca dürüst olmaya özen gösterin. Sonra arkadaşlarınıza ve aile bireylerine bu testi yaptırıp sonuçlarınızın ne kadar farklı olduğuna bakın. Değer verdiğiniz bu kavramlar hedeflerinizi, ilişkilerinizi, kararlarınızı etkiliyor mu? Bu değerlerin her hangi biri günlük aktiviteleriniz ile çelişki yaratıyor mu? Ve eğer yaratıyor ise bu çelişki sizi durumu değiştirmeniz için motive ediyor mu? ——Barış içinde bir dünya
——Aile güvenliği ——Özgürlük ——Mutluluk ——Kendine saygı ——Bilgelik ——Eşitlik ——Rahat bir hayat ——Başarı ——Gerçek dostluk ——Milli güvenlik ——İç Huzur ——Olgunlaşmış bir sevgi ——Güzellik ——Sosyal olarak kabul edilmek ——Zevk almak ——Heyecanlı bir yaşa |