ELEKTROMANYETİK DALGALARIN İNSAN VUCUDUNA VERDİĞİ ZARARLAR.

Merhabalar,

Gelişen teknolojinin getirdiği muhteşem kolaylıklar aynı zamanda (gözle görülmese de) sağlığımızı tehdit edici boyutlara ulaştı, bunun son örneği yeni gsm sisteminin getirdiği eksiler olarak basın tarafından daha da irdelenmekte.

Bu doğrultuda sizleri emr kaynakları ve etkileri konusunda bilgilendirici içeriğe sahip bu maili gönderdik.

Elektromanyetik alan kaynakları ve etkileri nelerdir;

Elektromanyetik dalgaların insan bedeni üzerindeki olumsuz etkilerinden bazıları;

Boğazda kuruluk hissi – Gözde problemler (ağrı ve görme bozukluğu) – Baş ağrısı – Alerji, yüzde kızarıklık – Uykusuzluk – Kulakta yanma hissi ve kızarıklık – Seslere karşı hassasiyet – Büyüme ve Gelişim Etkileri – Beyin hücre sıcaklığında artış – Kalp ritmi düzensizliği – Solunum hızında artma – Genetik mutasyonlar – Bağışıklık sisteminde zayıflama – Kan beyin bariyerinin zedelenmesi – Hücre yapısında deformasyon – Hafıza problemleri – Sperm sayısının azalması – DNA tahribi – Adet bozuklukları – Kadınlarda düşük riskinin artması – Östrojen artışı nedeniyle gebeliğin tehlikeye girmesi – Embriyo gelişiminin zarar görmesi – Fetüs ağırlığında azalma

Testisler üzerindeki olumsuz üreme etkileri ve Testis tümörü – Hormonal dengesizlik sonucu cinsellikte kalitenin düşmesi – Troid hormonunda artış – Lökosit sayısında azalma

BEYiN ÜZERiDEKi ETKiLERi> Melatonin hormonunu azaltır.> Alzheimer hastalığı riski artar.

Elektromanyetik Kirlilik yaratan cihazların bazıları;

Tv , bilgisayar ekranları, kablosuz PC ekipmanları, Wireless sistemleri Laptop, Cep telefonları, Bluetooth kulaklıklar, Dvd, Mp3 player, Fön makineleri, Mikrodalga fırınları, Çamaşır, bulaşık makineleri, araç gprs sistemleri, Enerji nakil hatları ve trafo istasyonları, GSM haberleşme sistemi (Baz istasyonu anteni )

Yapılan araştırmalarda, çalışan personelin elektromanyetik radyasyondan kaynaklandığı kanıtlanan performans düşüklüğü günlük yarım saati bulabilmekte ve ayrıca tepki verme süresini uzatarak idrak etme fonksiyonlarında azalma-yavaşlatmaya sebep olur. (Hafıza testlerinde performansı azalttığı gözlemlenmiştir.)

Cep telefonu frekanslarının 10-14 yaşlarındaki çocuklarda bilişsel fonksiyonlara ve beyin aktivitelerine etkili olduğunu göstermiş önemli çalışmalar vardır. (Preece 2004 ve Haarala ve Krause 2003).Çünkü çocukların kafatası daha incedir. Manyetik radyasyon daha derine nüfuz edebiliyor. Ayrıca, vücut boyutlarının küçüklüğü nedeniyle, yetişkinlerdekinden çok daha etkili rezonans yaşanır. Yani vücutları anten gibi, baz istasyonlarından gelen sinyalleri üzerinde toplar.

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından yapılan açıklamaya göre düzenli olarak günde bir saat cep telefonu ile konuşan bir kişinin on yıllık süre sonunda cep telefonu ile konuşmayanlara oranla beyin tümörüne yakalanma olasılığı 200 kat daha fazladır. Çocuklarda sinir sisteminin ve başın gelişimi sürdüğü için, çocuk ve gençler daha fazla risk altındadır. Bu nedenle 16 yaşın altındakilerin cep telefonu kullanmamaları, zorunlu olması halinde ise günde 10 dakikayı geçmemesi Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmektedir.

Hamilelerin cep telefonunu bir kenara bırakmasında kendileri ve bebekleri için büyük fayda vardır.Çünkü araştırmalar sonucunda elektromanyetik radyasyon dalgalarının embriyo ölümlerine neden olduğu rapor edilmiştir.

Telefonlar ve bilgisayar ekranları gün içinde kullanılmaya başlandıktan ilk yirmi dakika sonrasında hücreler üzerinde ısıma yaparak kalıcı hasarlar oluşturmaktadır. Hücrelerdeki sıcaklığın artması özellikle kulak ve beyin hücrelerinde DNA tahribatına neden olmaktadır. Ve bunların bir adım ilerisi tümör oluşumudur.

Yalnızca Fransa’da son bir yılda her iki cinste de beyin tümörü sayısında %31 artış görülmesi bize sunulan kaynakları sınırsız ve sorumsuz kullanamayacağımıza ilişkin önemli göstergelerden yalnızca biridir.

Özellikle cep telefonlarının kullandığı frekansa yakın frekanstaki ElektroManyetik alanın 1993 yılında Belçikalı bilimciler tarafından P53 geninde hasara yol açtığının gösterilmesi, aynı frekansın beyin lezyonu oluşturduğu ispatlanmıştır.