Yüksek Tansiyon Hastalığı İle İlgili Terimler

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Yüksek Tansiyon, Hipertanisyon Hastalığı İle İlgili Terimler

Albümin: Kandaki en bol protein.
Aldosteron: Böbreküstü bezleri tarafından salgı­lanan tuz tutucu bir hormon.
Alfa metil dopa: Noradrenalin salgılanmasını en­gelleyerek tansiyonu düşüren bir tür ilaç.
Aneroid ölçüm aleti: Cıva kullanmadan hava ba­sıncını doğrudan ölçmeye yarayan bir tür tansiyon ölçüm aygıtı.
Anevrizma: Atardamar duvarındaki şişkinlik.
Anjin pektoris: Kalbe yeterince kan gitmemesin­den kaynaklanan göğüs ağrısı.
Anjiotensin: Atardamar kasları üzerinde büyük öl­çüde uyarıcı etkisi bulunan ve renin tarafından hare­kete geçirildikten sonra tansiyonu yükselten bir hormon.
Aort: Vücuttaki en büyük atardamar. Doğrudan kalpten çıkar ve kanı vücudun öteki kısımlarına da­ğıtmak üzere kollara ayrılır.
Apopleksi: Beyin kanamasının eski adı.
Arteriyel: Atardamarla ilgili olan.
Atardamar: Kanı kalpten vücudun organ ve doku­larına taşıyan damar.
Arteriyol: Kaslı duvarlarla kaplı orta büyüklükte­ki atardamarlar.
Arteriosclerosis: Çeşitli bozulmalar sonucu, atar­damar duvarlarının sertleşmesi ve tahribata uğ­raması.
Atheroma: Atardamarların iç duvarlarındaki bozul­ma. Yağlı maddeler duvarların iç kısımlarında birikir, onların koptuğu yerlerde de kan pıhtıları oluşur.
Bendrofluazide: Bir tür idrar sökücü.
Beta-blocker: Kalp kaslarını uyaran sinir uçlarını etkileyerek kalp atışlarını yavaşlatan, dolayısıyla da tansiyonu düşüren ilaç.
Bethanidin: Sinirsel iletişimi etkileyerek tansiyo­nu düşüren bir tür ilaç.
Bright’s hastalığı: Nefrid de denilen böbrek ilti­habının öteki adı.
Kalibre: Kan damarının iç çapı.
Kalori: Isı ya da enerji birimi.
Kapiler: Atardamarlarla toplardamarların birleştiği çok ince damarlar. Kılcal damar.
Karbondioksid: Vücut içinde, besinlerin oksijen­le karışmasıyla oluşan ve soluk yoluyla atılan gaz.
Beyin kanaması: Eski adıyla apopleksi. Damarın çatlamasıyla, kanın doğrudan beyin dokusu üzerine akması. Sonucu ani bilinç kaybıdır.
Serebral thrombosis: Beyne giden damarlardan birinin tıkanması.
Klortiazid: Bir tür idrar sökücü.
Klonidin: Noradrenalin hareketlerini düşürerek tansiyonu denetleyen bir tür ilaç.
Koma: Bilincin yitirilmesi durumu.
Koroner thrombosis: Kalbi besleyen kan damar­larından birinin kan pıhtısıyla tıkanması. Çok ağrı ve­ren bu rahatsızlık, halk arasında kalp krizi olarak bilinir.
Kortizon: Böbreküstü bezleri tarafından salgıla­nan bir hormon.
Diyastolik basınç: İki kalp vuruşu arasında ölçülen en küçük kan basıncı. Küçük tansiyon.
Diazoksid: Atardamarlardaki kasları gevşeten bir tür ilaç.
Diüretik: Vücuttan daha çok su ve tuz atılmasını sağlayan ilaç. İdrar sökücü.
Döppler prensibi: Kan akışındaki değişiklikleri saptamak amacıyla yüksek frekanslı ses dalgaların­dan yararlanılması.
Elektrokardiyografi: Kalbin sıkışması ve gevşeme­si sırasındaki elektriksel etkinliğinin kayıt edilmesi.
Epinefrin: Adrenalinin öteki adı
Ganglion: Sinir hücreleri grubu.
Büyük dolaşım: Sistemik dolaşımın öteki adı
Haemangiopericytoma: Böbrekte çok miktarda re­nin üretilmesine yol açan küçük bir tümör.
Kalp krizi: Kalp atardamarlarından birinin tıkan­masının halk arasındaki adı.
Kalp yetmezliği: Kalbin, kan pompalamada yeter­siz kalması, bu nedenle, kanın akciğerlere dolarak so­luk alamamaya yol açması.
Hormon: Vücut içindeki çeşitli bezler tarafından salgılanan ve vücut etkinliklerini denetleyen kimya­sal maddeler.
Hidralazin: Arteriyol kaslarının gevşemesini sağ­layan bir tür ilaç.
Hipertansiyon: Kan basıncının yüksek olması du­rumu. Yüksek tansiyon.
Hipertensif: Tansiyonu yüksek olan hasta.
Hipertropi: Özellikle kalp ve atardamar kaslarının aşırı çalışma sonucu büyümesi.
Küçük dolaşım: Akciğer dolaşımının öteki adı.
Öldürücü hipertansiyon: Hızlanmış hipertansiyo­nun öteki adı. Çok ilerlemiş durumdaki yüksek tan­siyon. Kanserle bir ilişkisi yoktur.
Noradrenalin: Norepinefrin olarak da bilinir. Böb­reküstü bezleri tarafından salgılanan bu hormon, ad­renalin gibi tansiyonu yükseltir.
Norepinefrin: Noradrenalinin öteki adı.
Ödem: Kan damarlarından sızan sıvının iç organ­larda ya da deri altında yaptığı şişkinlik.
Östrojen: Bir tür dişi cinsiyet hormonu.
Prazosin: Arteriydi kasları üzerindeki sinirsel uya­rıları etkileyerek tansiyonu düşüren bir tür ilaç.
Propranolol: Yüksek tansiyon tedavisinde kulla­nılan bir tür beta-blocker.
Akciğer dolaşımı: Kanın kalpten akciğerlere gidip gelmesi.
Pyelogram: Böbrek röntgeni. Ürogram olarak da bilinir.
Renin: Böbreküstü bezi tarafından salgılanan bir tür hormon. Vücut içinde daha çok tuz tutulmasını sağlar, anjiotensini harekete geçirerek tansiyonu yük­seltir.
Reserpin: Beyindeki belirli sinir uyarılarını etki­leyerek tansiyonu düşüren bir tür ilaç. Asya’da yetişen bir bitkinin köklerinden yapılan bu ilaç, yüz­yıllardır Hindistan’da kullanılmaktadır.
Stetoskop: Kalpten ve akciğerlerden gelen ses­leri dinlemeye yarayan alet.
Sistemik dolaşım: Büyük dolaşım olarak bilinir. Kalpten akciğer dışındaki vücudun tüm bölümlerine kan ileten dolaşım sistemi.
Sistolik basınç: Her kalp vuruşu sırasında ölçü­len en yüksek basınç. Büyük dolaşım.
Ürogram: Pyelogramın öteki adı.V
iskozite: Bir sıvının kalınlığı. Akışkanlık.

Yüksek Tansiyon Hastalığı İle İlgili Terimler adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.