Yurt dışına kaçırılan bitkiler arasında ilk sırayı aslanpençesi, ters lale, kaplanboğan, yersomunu, kardelen, nilüfer gibi endemik bitkiler alıyor.
Araştırmayı yürüten Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, AA muhabirine yaptığı açıklamada,Türkiye`nin 3 bin 500 endemik bitki türüne sahip olmakla birlikte endemik olmayan birçok bitkinin de gen merkezi olduğunu vurguladı.
Türkiye`nin bu floristik özelliği ve zengin gen kaynaklarının tüm dünyanın ilgisini çektiğini ifade eden Düzenli, `Bu ilgi daha çok ilaç ham maddesi olarak kullanılan bitkiler üzerine yoğunlaşmakta. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar kaliteli ve tedavi gücü yüksek bitki bulunmuyor` dedi.
Düzenli, sanayileşme nedeniyle doğal kaynaklarını hızla tüketen gelişmiş ülkelerin `doğalın vazgeçilmez çekiciliğini` fark ederek, diğer ülkelerin doğal kaynaklarına göz diktiğini söyledi.
Buna bağlı olarak Türkiye`nin doğal kaynaklarının hedef konumda olduğunu belirten Düzenli, şunları kaydetti: `Yetersiz bilimsel politika ile bitki ve hayvan kaçakçılığı konusundaki eksik önlemler, Türkiye`yi kolay hedef haline getiriyor. Türkiye`de, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan 3 bin 500 endemik bitki ve birçok hayvan türü, hakkında kayıt tutulmaması, istatistik oluşturulmaması nedeniyle çeşitli amaçlar için dışarıya kolayca kaçırılıyor. Bitki üzerinde doku kültürü çalışmalarıyla gen şifreleri çözülerek farklı renk ve görünümlerde yeni bitkiler üretiliyor. Kaçırılan bitki ve hayvanlarımız patentleri alınarak o ülkelerin malı haline getirilip, tekrar bize satılıyor. Bu sayede, malı üretenler bu mallara ihtiyacımız olduğunu bildiğinden bizi kendilerine bağımlı hale getirmek için sürekli olarak ülkemizden bitki kaçırıp genetiği ile oynayıp bize pazarlayarak kar sağlıyor.
Genetiği değiştirilen türlerin tohumundan yararlanılamıyor. Örneğin 20 yıl öncesine kadar kendi tohumu ile sürekli bahçelere güzel görünüm veren menekşemiz artık tohumundan filizlemiyor.Kaçakçılıkla mücadelede sorunlar var. Ancak, bu zenginliklerimizin gen şifresi çözülerek yeniden bize pazarlanması ve yabancılara muhtaç konuma düşürülmemiz daha da acı.`
-EN ÇOK KAÇIRILANLAR-
Düzenli, Türkiye`de yetişen endemik bitkilerden birçoğunun ilaç ve kozmetik sanayinde ham madde olarak kullanıldığını ifade ederek, şöyle devam etti: `Meme, prostat ve lenf bezi kanserine karşı önleyici ve tedavi gücü yüksek özelliğe sahip Aslanpençesi, nadide olan Ters lale, zehirli olan ve yumruları ilaç sanayisinde ham madde olarak kullanılan Kaplanboğan, yumruları ilaç ve kozmetik ürünlerinde kullanılan, kış mevsiminde de çiçek açabilen Yersomunu en çok kaçırılan bitkiler arasında yer alıyor.
Ayrıca lale, kardelen, orkide, arapsümbülü, iris/süsen, Manisa lalesi, şakayık, censiyan, çiğdem, yılan yastığı, kum zambağı, nilüfer, sığla/günlük ağacı gibi bitkiler de ilgi görüyor.`
Düzenli, Anadolu`ya özgü hayvan türlerinden özellikle Toros kurbağası, Silifke kirpi faresi, Bombusarıları, engerek yılanının yurt dışına kaçırıldığını bildirdi. Düzenli, Türkiye faunasındaki endemik hayvan türlerinden başta Malatya kelebeği olmak üzere çok sayıda kelebek türünün de koleksiyon için kaçırıldığını vurguladı.
Düzenli, yurt dışına kaçırılan bitki ve hayvanların genetik ıslah projelerinde kullanıldığını belirterek, `Buna örnek olarak Hollanda gösterilebilir. Hollanda, seralarda tozlaşmayı sağlayan Bombus arılarını bizden kendi ülkelerine götürerek, seri üretim yapıp bunları tekrar ülkemize pazarlar duruma geldi` dedi.