Varis nedir ve en çok kimlerde görülür?

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Yazın en sıcak günlerinde bile hala kısa eteklerinizi giymekten çekiniyorsanız bunun en büyük nedenlerinden biri muhakkak varislerdir. Çünkü varisler, oluşturdukları pek de hoş olmayan görüntü itibariyle bacakları çirkinleştirirler.

Varisler ve belirgin kılcal damarlardan mı rahatsızsınız? Bacaklarınızı pantolon içine gizlemek yerine yapacağınız başka şeyler de var.

Yazın en sıcak günlerinde, dolabınızda hâlâ giymediğiniz etekleriniz ve elbiseleriniz mi var? Peki, neden? Çünkü bacaklarınızda mavi mavi görünen damarlarınızın bacaklarınızı çirkinleştirdiğini düşünüyorsunuz. Dolaşım bozukluğunun neden olduğu bu hoş olmayan görüntüyü önlemenin ve hafifletmenin yolları var oysa.

Varis nedir ve en çok kimlerde görülür?

Kalp vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için, kanı atardamarlarda dokulara gönderir. Bu temiz kan, gerekli besleyici maddeler ile oksijeni hücrelere verir ve oluşan artık maddeleri, kana toplardamarlar taşır. Bu damarlar, kan akışının kalbe doğru tek yönlü olmasını sağlayan kapakçıklar içerirler.

Toplardamarlarda oluşan tıkanıklıklar ve aşırı basınç bu kapakçıkların düzgün kapanmasını engelleyerek geriye doğru kaçaklara sebep olurlar. Sonuçta, bacaklardaki yüzeysel toplardamarlar genişler, uzar ve büklümlü bir görüntü oluşur. Buna varis denir.

Varis en çok kadınlarda görülür. Çünkü kadınlık hormonları varis oluşumunu artırıcı özelliğe sahip, özellikle, hamilelik ve âdet dönemlerinde varislerle ilgili şikâyetler artar.

Varisin dereceleri

Toplardamar hastalıklarının şiddeti günümüzde 0 ile 6 derecelerle belirtilmektedir:

Derece 0: Görülebilen toplardamar hastalığı yok
Derece 1: 1-3 mm çapında ince varisler
Derece 2: Çapı A mm üzerinde olan gerçek varisler
Derece 3: Bacakta şişlik
Derece 4: Ciltte kahverengi ve siyah değişiklikler
Derece 5: Cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara
Derece 6: Açık yara olması (daima ayak bileğinin içi tarafında)

Varis neden oluşur?

– Uzun süre ayakta veya oturarak çalışmak. Özellikle bacakları çaprazlaştırarak oturmak varis oluşumunu kolaylaştırır.
– Spor yapmamak,
– Uzun seyahatler,
– Sıcak artışı,
Sigara ve alkol,
– Karaciğer hastalıkları, derin toplardamar tıkanıklıkları,
– Sıcak banyo, fazla güneşlenme, kum banyosu gibi sıcağa aşırı maruz kalmak,
– Anne, baba ve yakın akrabalarda varis olması,
Gebelik ve aşırı kilo almak.

Bu faktörler uzun ya da kısa vadede, genetik faktörlerin de etkisiyle, varislere yol açar. Kendiliğinizden durumun farkına varırsanız, alacağınız önlemlerle, varisin kötüye gidişini önlemiş olursunuz.

Varise karşı tedavi yöntemleri

Varislerin düzelmesini veya varis oluşmasını engelleyecek bir ilaç yoktur. Aşağıdaki tedavi yöntemleriyle varisten kurtulabilirsiniz.

Kompresyon tedavisi

Bu tedavide, rahatsızlığın boyutuna bağlı olarak, elastik bandajlar ya da varis çorapları kullanılarak, dokulara ve rahatsızlığa neden olan damarlara baskı uygulanır. Bu sayede toplardamarların duvarları biçimlerini yitirmez, damar içindeki kapakçıklar yeniden doğru şekilde kapanır ve böylelikle kanın bacaklarda birikmesini engeller. Kompresyon tedavisi, variste, kronik toplardamar yetersizliğinde, lenf ödemlerinde ve toplardamarların gebelik sırasında genişlemesinde uygulanır.

Lazerle tedavi

Cilt dışından lazer tedavisi uzun yıllardır, cildin hemen altında yer alan, çapı 1 mm altında olan küçük kılcal varislerin tedavisinde uygulanmaktadır. Tedavi sırasında güçlü bir lazer ışını sorunlu bölgeye yönlendirilir. Işın toplardamarın içindeki kanın ısınmasına ve katılaşmasına neden olur. Küçük varis dallan bu şekilde tıkanır. Tedavinin ardından müdahale edilmiş damarlar dışarıdan bakıldığında hafif kahverengi görünür. Ancak bu renk değişimi yaklaşık birkaç ay sonra geçer.

Günümüzde lazer tedavisi, gelişen yüksek teknoloji sayesinde büyük varislerin tedavisinde de kullanılmaktadır. Bu yöntem, genel anestezi altında yapılan ve damarların cerrahi olarak çıkarılması esasına dayanan yöntemlere bir seçenek olarak geliştirilmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupada son 5 yıldır yaygın olarak kullanılan bu yöntem ülkemizde de 3-4 merkezde uygulanmaya başlamıştır.

Damar içi lazer tedavisi, büyük varisli damarların içten uygulanan lazer anesteziyle tıkanması yöntemine verilen isimdir. Bu işlem, lokal anestezi ile muayenehane koşullarında da yapılabilir ve çoğu zaman 30-45 dakikada tamamlanır. Hastaya dikiş atılmasına gerek yoktur.

Operasyon sonrası, tedavi edilen bacağa bandaj uygulanır ve hasta biraz dinlendikten sonra evine yürüyerek dönüp, normal aktivitelerine devam edebilir.

Her varis hastası bu yöntemle tedavi edilemez. Varis halini almış ana yüzeysel toplardamarların çoğunda kullanılabilir. Ancak yalnızca yan damarlarda küçük varisler varsa, bu hastalarda iğne tedavisi daha iyi olabilir.

İğneyle tedavi

Bu işlemde hastalıklı toplardamara, damar çeperlerine hasar veren bir madde verilir. Bunun ardından, baskılı kompresyon uygulanmasıyla damar çeperleri birbirine yapışır ve toplardamar işlevini yapamaz, yani buradan kan akışı gerçekleşmez. Zamanla vücut bu toplardamarı ortadan kaldırır. Tıkanan toplardamarların görevini, yani kanın kalbe geri taşınmasını çevredeki diğer damarlar üstlenir. Bu tedavi yöntemiyle öncelikle tıkanan küçük kılcal damarlara ve toplardamarların küçük yan damarlarına müdahale edilir.

Varis ameliyatları

Eskiden büyük kesilerle çıkartılan varisler, artık üzerlerine yapılan 2-3 mm uzunlukta kesilerle temizlenebiliyor. Bu kesilere dikiş atılmasına gerek olmadığı gibi, özel bantlar kullanılarak kısa sürede iyileşmesi sağlanıyor.

Önceden, ayak bileğinden kasığa kadar tüm ana yüzeysel toplardamarın tamamen çıkartılması işlemi sık kullanılmaktaydı. Günümüzde bu yöntem çok nadir uygulanmakta olup, yerini lazer tedavisine bıraktı.

Varis nedir ve en çok kimlerde görülür? adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.