Pembe pembe moda yalanları

Canımız sıkkın olduğunda ya da keyfimiz yerinde olduğunda hiç farketmez bir kadınlar için alışveriş sanki bir terapi. Özellikle indirim zamanında alışveriş merkezlerinden uzak durmakta fayda var! Çünkü ay sonunda kredi kartı ödemeleriyle yüzleşince “o anlık” sevincimiz kursağımızda kalıverir. 

İndirimde “o”nu bulmanın sevinci, hemen sahip olma isteği… Kimi zaman deneme yapma gereğini bile duymadan, hatta etiketine bile bakmadan yapılan alışverişler sırasında bir de kendimize söylediğimiz pembe yalanlar var. O anlık ruhumuzu rahatlattığımızı düşünsekte alışveriş sırasında bu yalanlara aman dikkat! 

Önce pembe gibi görünen sonra hayatımızı karartan moda yalanlarından birisini mırıldanıyorsanız “o”nu sakın almayın!

Kilo vereceğim, hatta pazartesi rejime başlıyorum. Herhalde biz kadınların “pazartesi”leri hiç bitmiyor. Özellikle kış aylarında aldığımız kiloları vermek için sabırsızlansakta rejime başlayabilmek icin doğru pazartesi bir türlü gelmek bilmez. Ama indirimde bir kıyafetin gerçek bedenimizi bulamadığımızda küçük bedeni birden sevimli görünmeye başlar. İçinde sıkıştırılmış sosis gibi dursakta, aynaya bakıp “kilo verince tam olur” yalanını söyler ve hemen kendimizi inandırırız. Sonuç, bir beden küçük alınan kıyafetler gardıropta etiketiyle beklerken, rejime başlamak için doğru pazartesi bir türlü gelmez.

Tamam küçük olan için yalanımız hazır; kilo vereceğim. Peki büyük bedenini almaya çalışıyorsak? O zamanda “terziye götürürüm”. Peki size sorarım, en son ne zaman terziye gittiniz? Hatta terzi nerde haberiniz var mı? Ama tabiki kendinize yalan söylediğinizi bilseniz de o parça mutlaka alınır. İlk önce haftalarca çantanızda sizinle birlikte gidip gelir, ama terziye gitmek için fırsat bulamazsınız. Sonra herhangi bir terziye götürürsünüz ama bedeninize göre yapılmaya çalışılırken çekmeler, potlarla hayalinizdeki o parça yine gardırobunuzda beklemeye devam eder.

İşte kendimize söylediğimiz en büyük yalanlardan birisi. “Yatırımlık parça”. Zaten bu özel parça indirime girmez, çünkü o yatırımlık. Yatırımlık mı? Altın mı alıyorsunuz, lütfen kendinizi kandırmayın! Neye yatırım yapıyorsunuz? Kıyafete yatırım yapılmaz, bunu sakın aklınızdan çıkartmayın. Yüksek etiket fiyatı olduğu için de kendimizi böyle kandırmaya çalışırız. Kandırmayın, karşılayabiliyorsanız alın, yoksa da yatırım yapmayın!

Gardırobunuzu açıp 6 aydan fazla giydiğiniz parçalara bir göz atın. Bakalım kaç tane çıkacak. Moda da altı ay uzun bir süre. Bırakın bir kaç sene giyebilmeyi! O yüzden kendinize dürüst olup alt ay giyebilir miyim diye bakın. Senelerce giyerim diyorsanız, yalan söylüyorsunuz.

Bu yalanı da en çok outletlerden alışveriş yaparken söyleriz, “Trendlerle işim olmaz” Aman sizin için ne mutlu. Peki gerçekten sezonun trendlerine takılmayacaksınız ve outletten sadece designer diye aldığınız bu kıyafetle mutlu olacak mısınız? Sezon sonu hatta birkaç sene öncesine ait bu parça sizi ne kadar mutlu edecek ve kaç kere giyeceksiniz. Dürüst olun.

Ayakkabı tutkunlarının en büyük yalanı. Benim bile gardırobumda ayak numaramın yarım numara küçüğü ve büyüğü, hatta daha dürüst olmak gerekirse bir numara büyüğü ve küçüğü de var! Küçükse, açılacağına inandırırız kendimizi. Ama sonra ayakkabıyı ayağımızdan atmak için ne yapacağımızı şasırırız. Büyük geliyorsa da taban koyarız ne olacak! Ama malesef tabanla da iş çözülmez. Lütfen kendi numaranızda varsa alın, yoksa uzaktan seyredin!