Pankreas Transplantasyonu

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Pankreas Transplantasyonu

İlk klinik pankreas transplantasyonu Kelly ve Lillehei tarafından 1966’da gerçekleştirilmiştir. Segmenter greft üiak fossaya implante edilmiş ve pankreas kanalı bağlanmıştır. Tüm pankreas trans-palntasyonlarmda ekzokrin salgı sorun olmuş ve bu problemi çözmek için çeşitli yöntemler ileri sü­rülmüştür. 1973’de Gliedman ilk kez ekzokrin dre­najı üriner sisteme yapma fikrini ortaya atmıştır. Bunu, bağırsak, mesane, pankreas kanalı içine poli-mer enjeksiyonu ile kanalın obliterasyonu gibi fi­kirler izlemiştir.

Pankreas transplantasyonu, hastada Tip I diabe-te bağlı körlüğe neden olabilecek ileri retinopati, ağır nöropati, son dönem nefropati veya yaygın makro veya mikrovasküler hastalık gibi sekonder komplikasyonlar ortaya çıkmadan yapılmalıdır.

Ya pre-üremik devrede ya böbrek transplantas­yonundan sonra ya da böbrek transplantasyonu ile birlikte yapılabilir. Sonuçların daha iyi olması ne­deni ile tercih edilen yöntem her iki transplantas­yonun birlikte yapılmasıdır. Pankreas bağışı için kesin kontrendikasyonlar intra abdominal konta-minasyon, akut pankreatit, pankreas yaralanması ve donörde diabet hikayesidir.

Pankreas ya tek başına ya da genellikle karaci­ğer ile birlikte çıkarılır. Belzer (UW) solüsyonu ile 20-30 saat güvenli bir şekilde saklanabilir. Pankre­as transplantasyonu ya tüm greft, ya da segmenter (gövde ve kuyruk) olarak yapılabilir. Ancak ekzok­rin salgının ideal çözümü tartışmalıdır. Tarif edilen çeşitli drenaj yöntemleri içinde en sık kullanılan ka­nalın enjeksiyon ile obliterasyonu (neoprine veya prolamine), enterik drenaj ve mesane drenajıdır. Son zamanlarda duodenal segment ile çıkarılan tüm pankreasın yan-yana ince bağırsağa anasto-mozu önerilmekte ve komplikasyon oranının daha az olduğu ifade edilmektedir.

Halen rejeksiyon en önemli greft kaybı nedeni­dir. Güçlü rejeksiyonun laboratuar olarak çok geç tanınmasından kaynaklanmaktadır. Rejeksiyonun erken döneminde hücre infiltrasyonu asiner doku­da olmakta ve herhangi bir adacık hücre değişikli­ği olmaksızın vaskülit gelişmektedir. Bu nedenle kan şekeri yükselmesi ancak rejeksiyonun irrever-sibl döneminde olmaktadır. Ancak böbrek ile bir­likte yapılan transplantasyonlarda hemen her za­man böbrek rejeksiyonu ile pankreas rejeksiyonu birlikte olmaktadır. Böbrekte olmadan izole pank­reas rejeksiyonu çok nadirdir.

Pankeras adacık transplantasyonu: Pankreasın mekanik parçalanması ve kollajenaz ile kısmi sin­dirimi sonucu adacıkların ekzokrin dokudan ayrıl­ması ve izole edilmesi mümkündür. Fide edilen adacıklar böbrek kapsülü altına, dalak parenkimi içine yerleştirilebilir veya portal vene vı rilerek ka­raciğerde tutulmaları sağlanabilir. Adacıkların yer­leştikleri yerde insülin yapımına devam ettikleri yapılan C-peptid ölçümleri ile kanıtlanmıştır. De­neysel çalışmalarda adacıkların antijeı özellikle­rinin de çeşitli yöntemlerle ortadan kaldırılabildiği ve böylece immünosupresyona gerek kalmadığı gösterilmiştir. Pankreas adacık transplantasyonu son günlerde çok dikkatli seçilmiş hasta grupların­da klinik uygulamaya da girmiş bulunmaktadır.

Pankreas Transplantasyonu adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.