Hamiller neden “Civasız ve Adjuvansız” Domuz Gribi Aşısını Beklemeli?

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Öncelikle konu ile ilgili Aralık 2009’da yayınlanan bir haber;

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı riskli hasta gurubu içinde kabul edilen gebeleri de öncelikli aşı kapsamına aldı. Sağlık Bakanlığı, hamilelere, bağışıklık yapma gücünü arttıran; ancak kamuoyunda tartışmalara yol açan “Adjuvan” maddesi içermeyen domuz gribi aşısından uygulamayı planlıyor.

Bu sebeple bakanlık Türkiye’ye aşı temin edecek firmalardan biriyle gebelere uygulanmak üzere “Adjuvansız aşı” alınması konusunda girişimlerde bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi’nin gebelere de adjuvan içeren aşı uygulanabileceğini bildirdiğini kaydeden Ertek, “Bu tür konularda karar hekime bırakılıyor, ancak gebelere mümkün olduğunca hiçbir kimyasal ve biyolojik madde verilmemesi gerekiyor. Bu nedenle gebelere adjuvansız aşı uygulanmasına karar verildi.” diye açıklamada bulundu.

Ve şimdi “Domuz Gribi Aşısındaki Cıva Oranı” ve “Adjuvan” hakkındaki gerçekler;

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Usluer, ESOGÜ Prof. Dr. Necla Özdemir Salonu’nda verdiği ”Domuz Gribi, Aşı ve Korunma Yöntemleri” konulu konferansta bu konu ile ilgili önemli bilgiler vermiş.

“Kuşlardan veya domuzdan insana geçip yeni bir yapı oluşturan virüsler mutasyona uğrayarak etki alanını farklılaştırdı. Pandemi (salgın) sayılabilmesi için bir virüsün öncelikle yeni bir virüs olması, hayvandan insana geçmesi, insanda enfeksiyon oluşturması ve yeterli kişiye bulaşmış olması gerekir. 6-8 haftalık dalgalanmalarla yayılan virüsün hızı artabilir veya azalabilir. Bu nedenle bir pandeminin önceden etkileri belirlenemeyebilir. Türkiye’de virüsün görülme sayısı özellikle çocuklarda ve genç nüfusta yüksek. Gribin kendiliğinden ortadan kaybolma ihtimali de olası görülmüyor.

Korunma için önerilen aşının yüzde 90’ının kuzey Amerika ve batı Avrupa’da üretildiğini ifade eden Prof. Dr. Usluer, şunları söyledi:

”Üretimde ilk sırada yer alan Kanada, üretilen aşının yüzde 10’unu gelişmekte olan ülkelere ayırdı. Aşının yeterli miktarda bulunmadığı durumlarda adjuvan madde içeren aşılar devreye giriyor. Türkiye’de bulunan aşıda ise adjuvan madde olarak skualen yer alıyor. Bu madde köpek balığı karaciğerinden elde ediliyor. Balık, karaciğer yağı ve zeytin yağında dahi bulunan bu maddenin miktar bakımından zararlı bir yan etkisi olmayacaktır. Ayrıca aşıda bulunan cıva içeriği de insan sağlığını tehdit edecek miktarda ve türde değildir.”

Adjuvan Madde ne demek?

Aşı kararında önemli dönemeçlerden biri de katkı maddesi ya da ek madde olarak anılan “ADJUVANT” maddeler.

Bilinçsiz şekilde ortalığı karıştırmak ve “rating” toplamak için olumsuz haberler yapan medyamızın da etkisiyle kamuoyunda şöyle bir inanç oluştu:

“ADJUVAN maddeli aşılar çok tehlikelidir ve bu aşıları zengin devletler, 3.dünya ülkelerine pazarlıyor.”

Tamamen yanlış yönlendirme ile oluşmuş, geçersiz ve bilimsellikten uzak bir tespit. İşin aslı nedir, buyrun okuyun:

Aşı ek maddesi, vücudun bağışıklık yanıtını arttırmak için eklenen bir maddedir. Bu amaçla alüminyum ve skualen kullanılabilir.

Domuz gribi aşısı ile ilgili olduğu için sadece Skualen hakkında bilgi veriyorum:

İnsan kolesetrol metabolizmasında ara üründür ve insan hücre zarının bir elemanıdır. İnsan kanında, balık yağında, zeytin yağında bulunur. Ayrıca kozmetik ürünlerde ve pek çok ilacın bileşeninde bulunur.

Aşıda kullanılan skualen köpekblaığı yağından, özellikle de köpekbalığının karaciğerinden elde edilir. Skualenli aşılarla yapılan 70 insan çalışmasında hiçbir güvenlik sorununa rastlanılmamıştır.

Skualen başka aşılarda da var mı?

MF59 skualen içeren grip aşısı (FLuad) son 12 yıldır Avrupa’da 22 milyon doz uygulanmıştır. Bu aşının her bir dozu 10mg skualen içermektedir. Bugüne kadar ciddi bir yan etki bildirilmemiştir.

İnsan papilloma aşısı (Cervarix) içinde de bulunur ve bu ilaç bugüne kadar milyonlarca kişiye uygulanmıştır. Ciddi hiçbir yan etkiye rastlanılmamıştır.

Canlı aşıların yan etkisi, ek madde bulunan (örneğin skualen aşı veya alüminyumlu aşı) aşılardan daha yüksektir. Örneğin gebelere kesinlikle canlı aşılar uygulanmaz.

Canlı aşı nedir?

Kızamık, kızamıkçık, kabakulak, su çiçeği, rotavirüs gibi aşılar canlı aşılardır. Etkinliği ve kuvveti düşürülmüş, pasif fakat canlı virüslerle oluşturulan aşılar bu kategoriye girer.

SONUÇ: Adjuvanlı aşıların “kötü, zararlı, 3. sınıf” aşı olduğuna dair hiçbir bilimsel veri ve kanıt yoktur.

Madem öyle, bunca tartışma neden çıktı?

1991 yılındaki Körfez Savaşı sonrasında görülen, yorgunluk ve halsizlikle seyreden “Körfez Savaşı Sendromu” bu askerlere yapılan şarbon aşısında bulunan skualenle ilişkilendirildi. Ancak daha sonra geniş ve detaylı çalışmalar yapılarak “K.Savaşı Sendromu” olarak adlandırılan belirtilerin skualenle ilişkisi olmadığı açıklandı.

Domuz Gribi Aşısındaki Civa oranı ne kadar? Aşıda neden Civa var?

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Büke, yaptığı yazılı açıklamada, tartışmalarda ön plana çıkan aşının içinde bulunan tiomersal (civa)” maddesine açıklık getirdi.

Domuz gribi aşılarında bulunan diğer bir maddenin de çeşitli mikroorganizmaların üremesini engelleyen ve steril kalmasını sağlayan “tiomersal” olduğunu aktaran Büke, “Bu madde, halk arasında civa olarak bilinmektedir. Aşının içinde bulunan, etil formudur. Zararlı etki ise daha çok metil formuyla oluşmaktadır. Bu da başta kabuklu deniz ürünleri olmak üzere bazı besinlerle alınabilmektedir. Her bir doz aşının içinde bulunan miktar, haftalık tolere edilebilir miktarların 2 ile 20 kat altındadır.” ifadesini kullandı.

SONUÇ: Aşıda kullanılan civa, bir porsiyon midyeden daha zararlı değildir.

Son olarak tekrar; “Kimler domuz gribi aşısı olmalı?”

İnaktive aşıyla aşılanması önerilen gruplar, sırasıyla sağlık personeli, gebeler, altı aydan itibaren altta herhangi bir kronik akciğer, kronik kalp, şeker, diğer kronik karaciğer ve böbrek, bağışıklık sistemi baskılayıcı hastalıklar ya da bağışıklık sistemini baskılayan tedavi (kanser ilaçları, kortikosteroid, radyoterapi) alan olgularla altta yatan herhangi bir hastalığı olmayan 15 yaşa kadar çocuklar ve yine sağlıklı 15 yaş ve üzerindeki olgulardır. Bunlardan 9 yaşa kadar kişiler ve bağışık yetmezliği olanlarda aşının, bir ay arayla iki doz yapılması gerekmektedir.

Bu kişiler Domuz Gribi aşısı olmasa da olur mu?

Evet. Fakat unutulmamalıdır ki tehlikeye karşı, aşı olan kişilere oranla daha korunmasız kalmış olacaklardır.

Hamiller neden “Civasız ve Adjuvansız” Domuz Gribi Aşısını Beklemeli? adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.