BANYO KÜRLERİ

Yazar:   Tarih:   Kategori: Alternatif Tıp 

BANYO KÜRLERİ Merkezi ve periferik kronik inflamatuar hastalıklar, Omurga hastalıkları, Travmatik lezyonlar, Spastik paraliziler, Nöro ve myopatiler, Vasküler nörolojik hastalıklar, İnme rehabilitasyonu, Nöro-vejetatif distoni, Dejeneratif eklem hastalıkları, Yumuşak doku romatizmaları, Bazı inflamatuar romatizmal hastalıklar (örneğin Ankilozan Spondilit, Romatoid Artrit), Ortopedik girişimler sonrası, Travmalar sonrası, Kalp-Dolaşım Sistemi Hastalıkları gibi konularda kaplıca banyoları olumlu sonuçlar sağlamaktadır.İnsan vücudununkine yakın, 35-38°C aralığında sıcaklığa sahip olan maden suları ile yapılır. Genelde önerilen belli zaman aralıklarında termal su ile dolu bir banyo küvetine veya havuza girilerek gerçekleştirilir. Tüm vücut ile yapılan küre tam banyo, yarı beline kadar suya girilerek uygulanan türüne yarım banyo ve su kaynağının zengin olduğu merkezlerde duş mekanizması aracılığı ile uygulanan türüne duş banyosu adı verilir.Kaplıca tedavisi en başta kaplıca suyunun kullanılmasına dayanmaktadır. Buna bilimsel tıpta banyo tedavisi denmektedir. Sonuçta kaplıca suyuna farklı sıcaklıklarda, farklı ortamlarda küvet olsun, lokal uygulamalar olsun ya da havuz olsun vücudun suya girmesi biçiminde, banyo olarak uygulanması en yaygın kullanımdır.Kaplıca tedavisine özgü balneoterapi yöntemleri arasında en sık kullanılan banyo uygulamaları; hemodilüsyon, diürezis, antiinfila-masyon, eklem ve kaslarda relaksasyon, antialji gibi bir dizi etkisi kanıtlanmıştır. Bu etkilerden banyonun (kaplıca suyunun) mekanik ve termik mekanizmaları sorumlu tutulmuştur. Oysa, kaplıca tedavisinde banyo kürlerinde kullanılan termo-mineral suların kimyasal bileşimleri de gösterilen etkilerin gelişmesinde rol oynamaktadır.Kaplıcada banyo suyunun sıcaklık derecesi de tedavinin önemli faktörlerinden biridir. Genel olarak, banyo suyunun sıcaklık derecesi vücut hararetinde, 36ºC-38ºC bulunması gerekir. Ancak su ne kadar sıcaksa o kadar faydalıdır inancı yaygındır. Yanlış olan bu görüş yüzünden, sıcak sularda haşlananlar pek çoktur. Sıcaklık 38ºC-40ºC dereceyi geçmemelidir. Ayrıca, alışkanlıklar, vücut örtüsündeki yağ tabakasının kalınlığı, kan dolaşımının normal olup olmadığı da kişinin sıcaklığa karşı göstereceği tepkiyi etkiler.Sıcak su banyolarına tok karnına girmek sakıncalıdır. Banyolar, kesinlikle sabahları aç karnına ya da hafif bir kahvaltıdan bir saat sonra veya akşamları yemekten iki saat önce alınmalıdır. Ağır hamur tatlılardan uzak durmalı, yağsız ızgara, sebze, meyve ve haşlamalar yenilmelidir. Sıvı ihtiyacını maden sularından veya normal içme suyundan karşılamakta yarar vardır. Gazlı içeceklerden kaçınılmalıdır.Günde en çok iki banyo tercih edilmelidir. Banyo sayısı haftada 4-7 gün arasında değişebilir. Kürler günlük veya günaşırı yapılır. Günlük kürlerde haftada bir gün ara verilir. Banyo süresi ortalama banyo süresi 5-25 dakika olarak belirlenir. Süre başlangıçta az tutulur, giderek artırılır. Tercihen bazı sularda 30-40 dakikaya kadar uzatılabilir. Kürde toplam banyo sayısı ortalama 15-21 olmalıdır. Banyo kürünün süresi en az 2, en çok 6 hafta sürer. Gerekli faydayı sağlamak için 3 haftalık bir tedavi ve en az 21 banyo önerilmektedir.Birinci banyo kahvaltıdan önce aç karnına veya kahvaltıdan 1 saat sonra, ikinci banyo akşam yemeğinden 2 saat önce alınması halinde azami derece fayda sağlanır. Banyoda kalma süresi ilk gün 10 dakika, sonrakilerde ise hastanın bünyesine ve hastalığa göre, 12-20 dakika arasında olmalıdır.Termal havuz içinde yüzülmemeli, fazla hareket etmeden dik veya oturur pozisyonda durulmalıdır. Fazla hareket dolaşım sisteminde aşırı yüklenmelere sebepolur. Su içi egzersiz yapılacaksa vücudun ne sıcak ne de soğuk hissettiği 34ºC-35ºC veya daha düşük sıcaklıklarda sular kullanılmalıdır. Kesinlikle daha sıcak sularda egzersiz yapılmamalıdır. Suyun kaldırma kuvvetinden dolayı su içinde egzersiz kolay yapılır. Su içinde hareket deriden mineral ve gaz emilimini artırır.Tedavi süresince vücudunuzu üşütmemeli, yün elbise, kalın çorap ve kapalı ayakkabı giymelisiniz. Kişi banyodan sonra mutlaka iyice kurulanmalı ve termal konfor koşullarına uygun ısıtılmış (24ºC-25ºC sıcaklıkta) bir odada yarım ile bir saat kadar dinlenmelidir. Yatakta terleme süresi geçmeli, terli çamaşırlar değiştirildikten sonra kısa bir yürüyüş yapmalıdır. Dinlenmeden sonra kişi masaj veya egzersize alınabilir veya sportif aktivitelere katılabilir. Yine bu arada kişiye gerekirse fizik tedavi modaliteleri de uygulanabilir.Dört-beş banyodan sonra özellikle içme için tedavide kaşınmaya benzer durumlar ortaya çıkabilir. Bunlar önemsizdir, bir süre sonra kaybolur. İÇME KÜRLERİBalneoterapide termo-mineral sularla yapılan banyolardan sonra en çok kullanılan yöntem, doğal mineralli suların belirli bir sürede, gün boyu bölünmüş dozlarda ve belirli miktarlarda içilmesi ile yapılan içme kürleridir. Elverişli kaplıca suyunun uygun sıcaklıklarda özellikle oda sıcaklığında içilerek kullanılabilmektedir. Bazı maden suları ihtiva ettikleri minerallerin özelliğinden dolayı içilmekle fayda verirler. Özellikle içme için tedavide kaşınmaya benzer durumlar ortaya çıkabilir. Bunlar önemsizdir, bir süre sonra kaybolur.Genel olarak içten tedavi adını alan bu kürün deri altına şırınga, buğu, serpintileme, gargara, lavaj gibi türleri de vardır. Günde kaç defa, ne zaman ve ne miktarda içileceği yine doktor tarafından tavsiye edilmiş olmalıdır. Kronik hastalıklarda tavsiye edilir. Süresi 3-6 hafta olmalıdır. Birinci gün; aç karnına bir defada 6 su bardağı (1.5 litre); ondan sonraki günler; sabah, öğle ve akşam yemeklerinden yarım saat önce ikişer su bardağı içilir.Burada kullanılan mineralli suyun kimyasal birleşimine bağlı olarak, sindirim sistemi organ ve fonksiyonları üzerinde doğrudan, böbrekler ve idrar yolları üzerinde ise, dolaylı etkiler ortaya çıkar. Ayrıca, kür tarzında belirli bir sürede ve belirli miktarlarda mineralli suların içilmesi ile organizma üzerinde genel olarak olumlu bir etki (resorbtif etki) de gelişir. Bu etki kendini fizyolojik ve patolojik süreçlerde bir dizi olumlu ve terapötik değişimlerle gösterir.Termomineral suların sindirim yoluyla alınması diye de tanımlanabilen içme kürleri mineralli suyun kompozisyonuna göre endikasyon kazanır, içme küründe kullanılan su miktarı da arzulanan etkiye bağlı olarak değişir. Örneğin, magnezyum sülfatlı sular az miktarda alınırlarsa kolagogik etki, fazla miktarda alınırlarsa laksatif etki gösterirler. Yine, hastanın bir kaplıca kürü sırasında etkisine maruz kaldığı (banyo sırasında deriden, inhalasyonla solunum mukozasından ve içmede gastrointestinal mukozadan absorbsiyon ile) tüm minerallerin kümülatif etkisi göz önünde tutulmalıdır.

BANYO KÜRLERİ adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.