Aromaterapi

Yazar:   Tarih:   Kategori: Genel Sağlık 

Plate from bookImage via Wikipedia
Bitkisel özlerin kullanımının binlerce yıllık bir geçmişi var. Çağlar boyunca insanlık bitkisel yağlardan çok çeşitli yollardan ve çeşitli amaçlarla yararlandı; bu yağlar ilkel topluluklarda çoğu dinsel törenlere mistik bir hava kattı, bazen de büyücülerin gücünü vurguladı. Zamanla yağların kullanım alanları genişledi, Doğu ülkelerinde sadece sağlık
için değil, ortamı güzelleştirmek ve güzelleşmek, hayata keyif katmak için de kullanıldı. Günümüzde bitkisel yağları parfüm olarak, masajlarda kullanarak, hastalıkları tedavi amacıyla ilaç olarak, buharını çekip solunum yoluyla alarak, banyomuza damlatarak, vücudu ovarak rahatlamak, gevşemek için, cilt bakımı yapmak, saçları beslemek için, ya da sadece gençlik ve güzelliğimizi korumak amacıyla çeşitli yollardan kullanıyoruz.

Etkisi hızlı ve çok yönlü…

ú Yoğun: Bitkisel yağ çok yoğun bir konsantre. Olduğu gibi süremezsiniz, değdiği yerde cildinizi yakar, alerji yapar. Bu nedenle bitkisel yağlar bize inceltilip sulandırılmış halleriyle sunuluyor. Tedavi amaçlı kullanımlarda ise, yani Aromaterapi de uzman tarafından uygulanmalıdır…

ú Çok zengin aktif maddeler içeren bu yağların bitkilerden elde edilmeleri çok zor. Bazen birkaç damla yağ çıkarmak için bitkinin yaşamında belli bir dönemi beklemek ve yağı çok yavaş çekmek gerekir. Bir damla yağı bir yılda veren bitkiler var.. Bir minik şişe gül yağı ise, 5-6 ton gülden elde ediliyor.

ú Etkisi hızlı: Bitkisel yağların molekülleri o kadar minik ki, tene değdiği yerden hemen nüfuz edip kılcal damarlara kadar hızla girerek vücudun her tarafına ulaşabiliyorlar. Örneğin: Tabanınıza kestiğiniz bir parçacık sarımsağın yağını sürün, birkaç dakika sonra nefesinizde sarımsak kokusunu hissedebilirsiniz.

ú Çok yönlü yarar: Aromaterapi, bitkisel yağlardan çok yönlü yarar sağlıyor: Yağın kokusu, tene dokunuşu ve organizmaya hızlı katılımı tedaviyi etkili kılıyor.

Masaj sırasında hissettikleriniz…

Yüzükoyun uzandığınızı düşünün. Günlük sorunlar hala kafanızda, vücudunuz gergin. Uzman masajda kullanmak üzere seçtiği bitkisel yağı çıkardığında, o an havada yağın büyülü kokusunu hissedeceksiniz. O an beyniniz anılar dosyasını açacak ve oradan çocukluğunuzun mutlu günlerine döneceksiniz. Bu bile sizi sorunlarınızdan koparmaya ve gevşetmeye yeter! Uzmanın parmaklarıyla sırtınıza uyguladığı masaj kaslarınızı gevşetirken bitkisel yağlar da teninize değecek. Böylece yağın en önemli özelliği olan minicik molekülleri derinin alt katmanlarına inecek, omuriliğe geçerek beyin merkezini uyaracak, damar çeperlerinden içeri süzülerek kılcal damarlar içindeki yolculukluklarıyla vücudumuzun her yerine ulaşacak, nerede sorun varsa onu düzeltecek. Ve bu yolculukları uzun süre devam edecek. Öyle ki; masajdan dört saat sonra test yapılsa, kanınızda bitkisel yağ damlalarının izine rastlanacak…

Her derde deva…

Bitkisel yağlar kullanım amacına göre seçildiklerinde sakinletirici, uyarıcı, afrodizyak, antiseptik, ağrı kesici veya gençleştirici etki yapar. Bitkiler birçok hastalıkta etkili oluyor: uykusuzluğu tedavi ediyor, sinir sistemini dengeleyerek depresyon, bunalım ve aşırı hırçınlığı ortadan kaldırıyor, adet düzensizliklerini dengeliyor, cinsel soğukluğu tedavi ediyor, migren ağrıarını hafifletiyor…

Aromaterapide tedavi amacıyla seçilen bitkilerden birkaç örnek :

ú Strese gidermek ve sinir sistemini düzenmek için Ylang Ylang, Sandal ağacı, yaban gülü;

ú alerji tedavisi için: papatya, melissa;

ú saç dökülmesine karşı: lavanta, biberiye;

ú bronşit tedavisinde: bergamot, lavanta, okaliptüs;

ú soğuk algınlıklarında: kafuru, biberiye, okaliptüs, nane, melissa…

Kozmetikte bitkisel yağlar…

Fransa da 1950 lerin başlarından itibaren Clarins ve Yves Rocher gibi bazı markalarla bitkisel yağlar inceltlip sulandırılarak kozmetik sektöründe kadınların kullanımına sunuldu. Bu yağlar cildi sıkıştırıcı, canlandırıcı, sakinleştirici, yumuşatıcı ve toksin sürücü olarak formüle ediliyordu. Aktifler yönünden çok zengin olan bitkisel yağlar, kullandığınız diğer ürünlerin de yararını güçlendiriyor. Bu yüzden yüzünüze sürdüğünüz yağın üzerine bakım ürününüzü de rahatlıkla kullanıyorsunuz. Ayrıca bu yağlar cildin doğal koruyucu tabakasını da güçlendirerek kurumasını önlüyor.

Bugün kozmetik firmalarının sunduğu yağların yapıları daha da inceldi, cilde sürülmeleri daha kolaylaştı. Artık yüzde olduğu gibi vücutta da pırıl pırıl kalmıyor, arkalarında saten gibi yumuşacık ve rahatlamış bir cilt bırakarak güzel bir anı gibi kısa sürede geçip gidiyorlar.

Alüminyum Kapların Tehlikesi
Uzmanlar, alüminyum kaplarda ve alüminyum folyo kullanılarak pişirilen yiyeceklere yüksek miktarda alüminyum geçtiğini saptadı.
09 Haziran 2005 23:32
Alüminyum tehlikesi

Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sadettin Turhan, yürüttüğü bir çalışma sonucunda alüminyum
kaplarda pişirilen yemeklerin sağlık yönünden sakıncalı olduğunun anlaşıldığını iddia etti.

Turhan, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde alüminyum kapların hala yaygın olarak kullanıldığını, alüminyum folyonun da özellikle fırında yemek pişirilirken vazgeçilmez pişirme materyallerinden biri olduğuna dikkati çekti. Alüminyumun doğada en çok rastlanılan elementlerden biri olduğunu belirten Turhan, alüminyumun zararlı etkileri üzerine yapılan araştırmaların, fazla miktarda alınan alüminyumun başta çeşitli kemik hastalıkları olmak üzere, alzheimer gibi nörolojik hastalıklara yol açtığının, diyaliz hastaları için ise son derece sakıncalı olduğunun tespit edildiğini anımsattı.

Özellikle kırmızı ve beyaz etlerin alüminyum kaplarda ve alüminyum folyoyla pişirilmesi durumunda yiyeceklere ne kadar alüminyum geçtiğini tespit etmek için çalışma yürüttüğünü kaydeden Turhan, araştırma sonucunda yüksek ısı ve bekleme süresine bağlı olarak yiyeceklere alüminyum geçtiğini tespit ettiğini söyledi.

Turhan, yaptığı araştırmaya göre, sığır, koyun ve manda gibi kırmızı etlerin alüminyum folyoya sarılarak fırında pişirilmesi durumunda pişirme, sıcaklık ve süreye bağlı olarak etlerin pişirilmeden önceki alüminyum içeriklerinin yüzde 90 ile 400 oranında arttığını, beyaz etlerde ise bu artışın yüzde 80 ile 250 arasında olduğunu belirtti.

Etlerin içerdiği yağ miktarının da alüminyum artışını etkilediğini belirten Turhan, yağlı etlerde geçişin daha fazla olduğunu kaydetti.

Yrd. Doç. Dr. Turhan, alüminyumun bilenen zararlarını yeniden anımsatarak, “Alüminyumun toksit etkisinin zararlı olduğu yıllardan beri bilinmektedir, bu nedenle yiyeceklerin alüminyum kaplarda ve alüminyum folyo kullanılarak pişirilmesini tavsiye etmiyoruz” dedi.

Turhan, özellikle fırın yemeklerinde kullanılan alüminyum folyonun yerine yağlı kağıdın kullanılabileceğini de belirtti.

Su diyeti, 5 günde 3 kilo zayıflatıyor

Diyetisyen Ayşegül Bahar’ın hazırladığı diyet, aslında meyve, sebze ve su ağırlıklı bir detoks programı. Bu yüzden hızlı kilo verdiren diğer şok diyetler gibi sağlığa zararlı değil

Detoks programı
BİRKAÇ gün sonra tatile çıkıyorsunuz, oysa hâlâ 2-3 kilo fazlanız var. Hiç paniğe kapılmayın, su diyetiyle 5 günde forma girebilirsiniz. Diyetisyen Ayşegül Bahar’ın hazırladığı su diyeti, aslında bir detoks programı. Bu yüzden yalnız düğün, parti, tatil gibi durumlarda değil, vücudunuz detoksa ihtiyaç duyduğunda da kullanılabiliyor.

Limonlu su için
ÇORBA ve meyve sularının ağırlıklı olduğu programda, ananas, çilek gibi bağırsakları çalıştıran ve ödem attıran meyveler de var. Sabah ve akşam içilen limonlu sular ise insülin salınımını azaltıp açlık hissini geciktiriyor. Ancak, Elele dergisinin temmuz sayısında yer verdiği bu diyet, kalp ve şeker hastalarına, hamile kadınlara ve emziren annelere yasak.

İşte mucize diyetin detayları

Sabah: 1 bardak ılık limonlu su, 1 bardak portakal ve greyfurt suyu karışımı, 2 dilim taze ananas, 6 tane çilek ve 2 kaşık yulaf ezmesi.
Ara: 1 bardak ıhlamur, papatya ve melisa yaprağı çayı, 1 bardak ılık su ve 1 çay kaşığı zencefil tozu ile hazırlanmış çay.
Öğle: 2 bardak su, 2 kâse sebze çorbası, bol yeşil salata (avokado, turp, taze soğan, tere, roka, maydanoz, domates, yağ ve limon).
Ara 1: 3 tam ceviz (Aralar birer saat ara ile tüketilecektir).
Ara 2: 2 dilim ananas, 1 elma, 1 bardak zencefil tozu çayı.
Ara 3: 1 dilim tam buğday ekmeği, 1 dilim peynir, domates, salatalık ve maydanoz, 1 bardak papatya çayı.
Akşam: 2 bardak su, 2 kâse sebze çorbası, 1 porsiyon sebze haşlama (tercihe göre üzerine az zeytinyağı, bol limon ile ketentohumu eklenebilir), 1 kutu probiyotik yoğurt.
Ara: 2 dilim ananas, 15-20 adet siyah çekirdekli üzüm, 4 taze kayısı, 2 bardak ılık limonlu su.

Aromaterapi adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.