Az Yakıtla Çok Kilometre Yapmanın Püf Noktaları

Yazar:   Tarih:   Kategori: Alternatif Tıp 

1. Virajlara kontrollü girin
Hareket enerjisini ısı enerjisine dönüştürdüğünden, fren yapmak enerji kaybı olarak kabul edilir. Ayrıca standart otomobillerde ısının tekrar hareket enerjisine dönüştürülmesi de mümkün değil. Viraja gererken fren yapılarak düşürülen hız, viraj çıkışında gaz verilerek, yani fazladan yakıt harcanarak geri kazanılabilir. Bu nedenle virajlara kontrollü girmek, yakıt tüketimini düşürmek açısından oldukça faydalı bir davranış türüdür. Bunun için viraja makul bir hızla yaklaşmak ve bu hızı viraj içinde korumak yeterli ama sonu görülemeyen virajlarda biraz daha dikkatli ve yavaş olmakta fayda var. İşe gidip gelirken, her gün kullandığınız bir yolda bu uygulamayı çok daha güvenli bir şekilde hayata geçirmek mümkün. Ancak bu uygulama, sorumluluktan uzak bir şekilde hızlı gitmek anlamına gelmiyor. Ayrıca, virajlarda neredeyse panik fren yaparak yavaşlayanlara karşı, biraz daha yavaş girmekte olmakta da fayda var. Yapılan testlerde otomobillerini aşırı seri kullanmayı seven, virajlara girerken sert fren yapan, ara gazı vererek iki vites birden küçültüp, virajın çıkışına yakın bir noktada gaza sonuna kadar basarak tekrar hızlanan sürücülerin, aynı sürede ama daha homojen hızlarla ilerleyen sürücülerden 4-5 lt/100 km daha fazla yakıt tükettiklerini ortaya koydu.
2. Gaz pedallarına dikkatli basın
Tutumluluk isteyenlerin gaz pedalına doğru şekilde basmayı mutlaka öğrenmeleri gerekiyor. Sanılanın aksine, olması gerekenden daha fazla gaz vermek, daha az vermekten daha iyidir. Bu şaşırtıcı kuralın ardındaki teknolojik nedense, gaz kelebeği kayıpları. Ayak, gaz pedalından her çekildiğinde motorun frenlenmesi, güç ve yakıt kaybı anlamına geliyor. Diğer bir faydalı kural da, ayağı gazdan çekmek yerine vites büyütmektir. �Tam gazla hızlanma nasıl tasarruf sağlıyor?� sorusunun cevabı da oldukça basit: �Çünkü daha ekonomik olan yüksek devirlere ulaşma süresi kısalıyor�. Gerçekten de 100 km/s hıza kadar tam gaz vererek hızlandıktan sonra en yüksek viteste bu hızı korumak, yarım gazla ve küçük viteste bu hıza daha uzun sürede ulaşmaya çalışmaktan daha fazla ekonomi sağlıyor. Ancak benzinli motorlar için pratikte daha geçerli olan bu kural, dizel motorlu otomobillerde bu kadar faydalı olamıyor.
3. Doğru ve kaliteli yakıt alın
Ucuz ancak kalitesiz yakıt satılan istasyonları tercih etmek, sadece kısa süreli tasarruf sağlar. Bu durum özellikle dizel otomobiller için geçerli. Gerekli standartları karşılamayan yakıtlar, modern katıklar içermediği gibi, kirli de olabilir. Tutumlu çalışabilmesi için motorun içinin temiz olması gerekiyor. Supaplar ve yanma odalarında meydana gelebilecek birikimler, lambada sensörü ve katalitik konvertörün görev yapmasını engellediğinden, motorun uzun dönemde daha fazla yakıt tüketmesine neden oluyor. Bu nedenle tutumluluk isteyen sürücülerin, kaliteleri onaylı yakıt istasyonu zincirlerini tercih etmeleri gerekiyor. Ucuz ve kalitesi belirsiz yakıt almak zorunda kalırsanız, kesinlikle depoyu doldurmayın.
4. Doğru zamanda vites değiştirin
Burada kastedilen şey, vitesleri doğru değiştirebilmekle, debriyaj-vites kolu arasındaki senkronizasyonu doğru yapmakla sınırlı değil. Gerçekten de asıl önemli olan, doğru zamanda doğru vitesi seçebilmektir. Daha erken vites yükselten sürücü, kilometre başına daha az krank milli hareketiyle ilerlemeyi başarır. Bu da silindirlerin hava-yakıt karışımıyla doldurulma sayısını, yani harcanan yakıtın miktarını azaltır. Daha az devir, aynı zamanda daha az güç anlamına geldiğinden, �Gaza doğru basın� maddesi devreye giriyor. Ancak aynı güç seviyesinde bir üst vitesle ilerlemek, yaklaşık yüzde 10 yakıt tasarrufu anlamına geliyor. Alçak devir ve yüksek vites kullanılarak ilerleme yöntemi, en büyük faydayı yüksek torklu motorlarda sağlıyor. Bu yöntemin diğer bir faydası da, motor aşınmalarını ciddi oranda düşürmesi. Gerçekten de 2000 yerine 4000 d/d�de ve beşinci vites yerine üçüncü viteste ilerlemek, motor içindeki aşınmaları sekit kat artırıyor.
5. Trafik ışıklarında ne yapmalı?
Duran bir otomobilin güce ihtiyacı yoktur. Buna rağmen motor çalışmaya devam ediyorsa, boşa yakıt harcanıyor demektir. Durur pozisyonda saatte 1-2 litre arasında olan fazladan yakıt tüketimi, kulağa az gibi geliyor. Ancak adım adım ilerlenen sıkışık şehir trafiğinde bu rakam, 100 km�de yaklaşık 4-5 lt fazladan tüketmek anlamına geliyor. Birkaç saniye için de olsa, duran trafikte kontak kapatmak kesinlikle en faydalı davranış olacaktır. Sık sık kullanılan marş motorunun aşınacağı iddiasıysa, motor problemsiz olduğu, yani marşa basıldığı anda çalıştığı sürece geçersizdir. Aydınlatma, fren lambaları ve silecek gibi elektrikli aletlerin çalışmaya devam edebilmesi için, kontak kapatıldıktan hemen sonra tekrar açılmalıdır. Motoru stop ettirmek, özellikle motor soğukken çok faydalı oluyor. Bu yöntem, soğuk motorun ve katalitik konvertörün daha hızlı ısınarak ideal çalışma sıcaklığına daha çabuk ulaşmasını sağlıyor. Ancak soğuk kış günlerinde eğer yola yeni çıkıldıysa, bu yöntem yüzünden kaloriferin, yani yolcuların ısınma süreleri biraz uzuyor.
6. Kullanım tarzı çok önemli
Hızlı kullanım, yüksek tüketim anlamına geliyor. Çünkü artan hız, hava sürtünme direncinin artmasına neden oluyor. Alt vitesler daha fazla kullanıldığından, çok yavaş gitmenin de tüketimi artırdığını unutmamak gerekiyor. Ancak homojen olmayan bir kullanım tarzı, tüketimi çok daha fazla artırıyor 8bkz. Fren yapmanın yakıtla havayı ısıtmak anlamına geldiği �Virajlara kontrollü girin� maddesi). Tutumluluk için belirlenen kurallar birbiriyle çelişiyor gibi olduğundan, kurallar arasında dikkatli ve esnek geçişler yapmak gerekiyor. Örneğin 50 km/s hız limiti olan bir yerde 50 km/s hızla ve beşinci vitesle ilerlemek, 30 km/s sınırı olan bir yerdeki her türlü kullanım şartından daha az tüketim sağlıyor. Ya da hızlanmak için gaza mümkün olduğunda fazla basmak, küçük viteslerde yavaş yavaş hızlanmaya çalışmaktan çok daha ucuza mal oluyor. Birbirini takip eden kavşaklarda en makul tüketim sağlayan 50 km/s hıza, fazla gaz vererek çok çabuk çıkmak, sonra da kavşağa yaklaşırken fren yapmak da fazla tüketmenize neden olur. İşte bu nedenle ileriyi gören bir sürüş tarzı benimsemek en doğrusu. Aynı kural, birbirini takip eden benzer özellikli virajlara, önünüzdeki bir trafik sıkışıklığına ya da uzun rampalara yaklaşırken de geçerli. Tabii, tüm bunları doğru yapabilmek için, biraz antrenmanlı olmak gerekiyor.
7. Bakım ve yağ
Reklamların çoğunda yakıt tüketimiyle kullanım maliyetlerini düşürmek türünden iddialar yer alır. Bunlardan ilki doğru olsa da, ikincisi çoğunlukla yanlıştır.Çünkü viskozitesi 0-30 ile 0-40 arasında değerlerde olan ve motor soğukken de maksimum yağlama yapabilen tam sentetik yağlar, genellikle oldukça pahalıdır. Ayrıca sağladıkları enerji tasarrufu oranları da araçlara göre büyük değişkenlikler gösterebiliyor. Bu tür yağlardan en büyük fayda, çoğunlukla kısa mesafelerde araç kullanan, yani motor henüz tam ısınamadan işine ulaşanların otomobillerinde elde ediliyor. Yılda sadece 5 bin km yapan ve yağlarını her yıl değiştirmek zorunda olan araç sahiplerinin bu tip yağları kullanarak gerçek anlamda tasarruf elde etmeleri imkansız. Yılda 30 bin km yol kateden ve araçlarında servis uyarı göstergesi bulunan otomobil sahipleri içinse bu yağların maliyeti çok da büyük önem taşımaz. Diğer taraftan da çok yol yapanlar mesafelerin çoğunluğunu motor sıcakken katettiklerinden, bu kez de pahalı yağın tasarruf potansiyelinden maksimum yararlanamıyor. Aracın tipi de tutumluluk potansiyelinde büyük rol oynuyor. Altı ya da daha fazla silindire sahip motorlar, daha uzun yatakları nedeniyle daha fazla sürtünmeye neden oluyor. Bu sürtünme rakamı çok az bile azaltılsa, tüketime etkisi oldukça fazla oluyor. Daha küçük ve 4 silindirli motora sahip bir yanda ya da minibüsteyse tüketimi artıran en önemli neden, hava sürtünmesi. Bu nedenle dünyanın en modern yağı bile kullanılsa, elde edilecek kazanç çok düşük kalıyor. Herhangi bir ön şart ya da istisna olmadan yakıt tasarrufu sağlayan en geçerli yöntem, bakımların zamanında ve üreticinin tavsiyeleri doğrultusunda yapılmasıdır. Tıkanmış hava filtreleri, kurumlanmış bujiler ya da hafif de olsa sürekli bir fren etkisi yaratan kilitlenmiş fren balataları, yakıt tüketimini çok fazla artırıyor. Dikkatsiz park manevraları bile tüketimi artırıcı bir rol oynayabilir. Sert bir park manevrası sırasında lastiğin kaldırıma çarpılarak desen yapısının bozulması, asimetrik sürtünmeye ve buna bağlı olarak daha fazla yakıt tüketimine neden olabiliyor.
8. Bagaj ve tavan yükleme
Eğer mevsim kış ise zincirlerin bagajda olması faydalı bir davranıştır. Ancak bahar ya da yaz aylarında zinciri bagajda taşıyorsanız, fazladan hamallık yapıyor ve fazladan yakıt tüketiyorsunuz demektir. Bu durumun olumsuz etkileri, özellikle ortalamanın üzerinde hızlanma ve fren yapılan kalabalık şehir trafiğinde daha da artıyor. Çünkü bu tip hareket tarzında, ivmelenmesi ve frenlenmesi gereken kütle daha yüksek oluyor. Hemen tüm üreticilerin hafif metaller ve ileri teknolojiler kullanarak araçları hafifletmeye çalışmaları da bunu kanıtlıyor. Uzun mesafeli yolculuklarda birçok sürücü, fazla ağırlığın etkisin abartıyor. Yolda çok fazla rampa ve viraj yoksa, yani düz ve açık bir yolda homojen bir hızla ilerliyorsanız, hava sürtünmesinin tüketime olan etkisi çok daha fazladır. Otomobilin üzerine doğru bir şekilde monte edilmiş port bagaj, tüketimi 100 km�de yaklaşık 1 litre artırır. Tavana monte edilen alçak ve aerodinamik yapılı port bagaj kutuları, yakıt tüketiminin daha az olmasını sağlamanın yanında rüzgar gürültülerini de düşüyor. Aerodinamik olmayan yükler, örneğin çevreci gezintilerde kullanılmak için tavanda götürdüğünüz iki dağ bisikleti, 80 km/s ortalama hızda yakıt tüketimini 100 km�de 4 lt civarında artırıyor. Ayrıca geniş lastikler, aşırı büyük ebatlardaki spoylerler de sürtünme miktarını ve buna bağlı olarak tüketimi artırıyor.
9. Uzman önerileri
Tutumluluk yarışmalarının galiplerinin fazladan önerileri ya da sırlarının olmaması gerçekten çok şaşırtıcı. Gerçekten de profesyonellerin yaptığı, tutarlı davranmak ve buraya kadar anlatılanları sıkı sıkıya uygulamakla sınırlı. Ancak buradaki tutarlılığın normal trafik şartlarında tehlikeli olabilecek kadar abartılı olduğunu, günlük hayatta uygulanmasının pek de mantıklı olmadığını belirtmek gerekiyor. Bagajı tamamen boşaltmanın yanı sıra profesyoneller, fazla yakıtın ek ağırlık dezavantajından kurtulmak için her dolumda en fazla 10 lt yakıt alıyor. Kendisini uzman zanneden bazı bilinçsiz sürücülerin, yokuş inerken ya da kırmızı ışığa yaklaşırken kontağı kapatmaları, güvenliği hiçe saymak anlamına geliyor. Kontağı kapatarak ilerlemek yakıt tüketimini düşürse de kaza riskini inanılmaz oranda artırıyor. Böyle bir durumda hidrolik direksiyon sistemi devre dışı kaldığı gibi birkaç pompalamadan sonra fren pedalının sertleşmesi, sürücüyü çaresiz bırakır. Gereksiz durumlarda klimayı açık tutmak ya da arka cam rezistansını açık unutmak da yakıt tüketimini artırıyor.
10. Hava basıncına dikkat!
Lastiklerin asfalt üzerinde sorunsuz ilerlemesini engelleyecek tüm unsurların ortadan kaldırılması gerekiyor. Her şeyiyle doğru görev yapan lastiklerde bile, yuvarlanma direnci yaklaşık 10 HP güce mal oluyor. Bunu azaltmanın yoluysa, lastik basıncını artırmaktan geçiyor. Ancak basıncın aracın kullanım kitapçığında maksimum dolulukta kullanılması tavsiye edilen rakamdan daha yüksek olmaması gerekiyor. Aksi takdirde konfor olumsuz etkileniyor ve aracın yürüyen aksamı zarar görebiliyor. Bunun dışında yükseltilen basınç, bozuk zeminli yollarda ilerlerken avantaj sağlamaktan uzaklaşabiliyor. Çünkü normal basınçlı kullanımda lastiklerin absorbe ettiği küçük zemin bozukluklarının yükü, maksimum basınçta süspansiyona ek yük getiriyor. Bu sırada ileri geri hareketleri hızlanan süspansiyon, hareketi ısı enerjisine dönüştürüyor ve bu fazladan enerji de yine yakıt deposundan karşılanıyor. Eco ya da enerji tasarrufu lastikleri, piyasadaki en düşük sürtünme direncine sahip lastik tipleri. Ancak bu lastiklerin fren ve yol tutuş kabiliyetlerinin de düşük olduğunu unutmamak gerekiyor. Sonuç olarak bu disiplinde en büyük faydayı, yine de basınçları izin verilen miktarlarda artırılmış lastikler sağlıyor.
LASTİK DE ÖNEMLİ
Daha düşük tüketim talepleri, lastik üreticilerini enerji tasarrufu sağlayan ürünler geliştirmeye zorluyor. Acaba düşük sürtünmeli bu lastiklerin tüketime faydası ne kadar?
İşe yarar miktarlarda tasarruf yapmanın anahtarı sürücünün elinde, aslında sağ ayağında (bkz. 10 öneri). Tüketimi teknolojik olarak destekleme imkanıysa çok daha sınırlı. Ancak lastik seçimi, bunlar arasında en önemli imkanlardan biri. Teknolojiden de birşeyler bekleyen tüketicinin, sürtünme dirençleri optimize edilmiş lastik türlerini tercih etmeleri gerekiyor.
Yuvarlanma sırasında, lastiğin zeminiyle yanakları arasında bir sıkışma gerçekleşir ve bu deformasyon da, kullanılmadan sadece havayı ısıtan ısı enerjisine dönüşür. Motorunsa bu enerji kaybını daha fazla güç üreterek, yani daha fazla yıkat tüketerek dengelemesi gerekiyor.
Bu gerçekten yola çıkan lastik mühendisleri, lastiklerdeki enerji kaybını minimuma indirebilmek için uğraşıyor. Piyasada çok sayıda örnek bulmanın mümkün olduğu enerji tasarrufu sağlayan lastiklerde mühendisler, hatırı sayılır başarılara imza atmış durumda. Piyasada bulunan tutumluluk abidelerinde doğal olarak sürtünme dirençleri oldukça düşük olan bu tür lastikler kullanılıyor. Sadece standart bir lastik kullanılması durumunda bile bu otomobillerin iddia edilen tüketim değerlerine ulaşabilmesi imkansız olurdu.
Sürtünmeyi düşürebilmek için lastik üreticileri, onlarca farklı reçete geliştirmiş durumda. �Histerez faktörü� düşük lastik karışımları, artık bu teknolojinin olmazsa olmazları arasına girmiş durumda. Aksi takdirde yuvarlanma direncini ve boşa harcanan enerjiyi azaltmak mümkün olmuyor. Bu iş için kullanılan en uygun maddelerden olan silisyum (silika) karışımlarında, sentetik polimerler ve de doğal mısır nişastasından elde edilen bir çok yeni madde kullanılıyor. Altyapıda kullanılan süper hafif polyester karkaslar ve ya da yüksek dayanımlı aramid liflerinden üretilmiş kuşaklarsa bunları destekliyor.
Peki bunca çabanın sonucunda ne kadar yakıt tasarrufu elde edilebiliyor? Üreticiler, genellikle yüzde 5 gibi bir ortalama kazanç sözü veriyor. Önceki sayfalarda anlatılan zor yöntemleri uygulayıp birkaç santilitre kazanç elde edildiği düşünülürse, bu rakamın ne kadar yüksek olduğu daha iyi anlaşılabilir. Kazancın yüksekliği, düşük sürtünmeli lastiklerin güvenlikle ilgili olarak beraberinde getirdiği olumsuzlukların gözardı edilmesini sağlıyor.
Bu tip lastikler sürtünmeyi azaltırken, tutunma kabiliyetini düşürüyor. Testlerde ölçülen daha uzun fren mesafeleri ve virajlardaki nötr kalabilme sınırının düşmesi bunu kanıtlıyor. Bu kötü alışkanlık (!) ıslak zeminde daha da ağırlaştığından, özellikle kış günlerinde çok daha dikkatli araç kullanmayı gerektiriyor.
Durumun farkında olan lastik markaları da, bu ürünlerini genellikle sınırlı ebat ve türlerde üretiyor. Gerçekten de üretilen lastiklerin büyük çoğunluğu oldukça küçük jantlara göre ve T ile H hız endekslerine (190/210 km/s) sahip

Az Yakıtla Çok Kilometre Yapmanın Püf Noktaları adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.